"Müminin sahûrunun hurma ile olması ne güzeldir..."
29/03/2022 Salı Köşe yazarı V.T
Resûlullah efendimiz
buyurdu ki: "Oruçlu olan kimse, hurma ile iftâr etsin! Çünkü hurma
bereketlidir."
Şeyh Abdülhay Celvetî
hazretleri evliyanın büyüklerindendir. Edirne'de doğdu. Babası Celvetiyye
tarîkatı şeyhlerinden Saçlı İbrâhim Efendi'dir. Abdülhay Efendi, babasının
yanında yetişti. Celvetiyye tarîkatını da öğrenerek babasından hilâfet aldı.
Edirne Selîmiye Câmii vâizliğine ve tekke şeyhliği, İstanbul'da Eminönü Yeni
Câmi vâizliği, Aziz Mahmûd Hüdâî Tekkesi şeyhliği yaptı. 1705’te (H.1117)
İstanbul'da vefât etti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
Resûlullah efendimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: (Oruçlu olan kimse, hurma ile
iftâr etsin! Çünkü hurma bereketlidir.) O Server, hurma ile iftâr
ederdi. Hurmanın bereketli olması şöyledir ki, onun ağacına (Nahle) denir.
Bu ağacın yaradılışında, topluluk ve adalet vardır. İnsanın yaradılışı da
böyledir. Bunun içindir ki, Peygamberimiz Nahle ağacına, âdemoğullarının
halasıdır dedi. (Halanız olan nahleye saygı gösteriniz! Çünkü bu ağaç,
Âdem aleyhisselâmın çamurundan kalan artıktan yaratılmıştır) buyurdu.
Görülüyor ki, Nahle, Âdem aleyhisselâmın çamurundan yaratılmıştır. Nahleye
bereket buyurması, bunda her şeyin bulunduğu için olsa gerektir. Bunun için,
nahlenin meyvesi olan hurma yenince, insanın parçası, dokusu olur. Böylece
hurmada bulunan her şey, insana da aktarılmış olur. Hurmada bulunan sonsuz
üstünlükler, bunu yiyende de bulunur. Hurmayı yiyen herkes böyle olur ise de,
oruçlu kimse, iftâr zamanında, şehvetlerden ve dünyanın geçici zevklerinden
temiz olduğu için, hurmadan pekçok istifâde eder. Anlattığımız faydaları
daha tâm ve daha olgun olur.
O Server, (Müminin
sahûrunun hurma ile olması ne güzeldir) buyurdu. Bu da belki, hurma
insanın dokularına karışınca, insanın hakîkatini tamamladığı içindir. Oruçlu
iken, böyle şey olmadığı için, bunun karşılığı olarak sahûrda hurma yemenin
güzel olduğunu bildirmiştir.
Hurma yemek, çeşitli yemekleri yemek gibi faydalı olmaktadır. Hurmanın bu bereketi, kendisinde her şey bulunduğu için, iftâr zamanına kadar insanda kalır. Hurmanın bu faydası, ancak İslâmiyete uygun olarak yinildiği, İslâmiyetten kıl ucu kadar ayrılık bulunmadığı zamandır. Tâm faydasına kavuşmak için, bir ağacın bir meyvesi olarak değil, bildirdiğimiz topluluğunu, bereketini düşünerek yemek lâzımdır. Yalnız bir meyve olarak yenirse, yalnız madde, kalori faydası elde edilir. İşin içyüzü bilinerek yenirse, bereketine kavuşulup, bâtını da besler. Bereketine kavuşmadan yemek kusur olur.