Bütün varlıkların, her bakımdan en üstünü...
17/09/2024 Salı Köşe yazarı R.A
Dünyâ târihinde çok önemli dönüm noktaları, kilometre taşları vardır.
Bunlardan biri, “İki Cihân Güneşi Hazret-i Muhammed (aleyhisselâm)”ın dünyâyı
teşrîfleridir.
Her Peygamber, kendi zamanında, kendi mekânında, kendi
kavminin hepsinin her bakımdan en üstünüdür. Peygamberimiz Muhammed
aleyhisselâm ise, dünyâ yaratıldığı günden kıyâmet kopuncaya kadar, her
zamanda, her memlekette, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların her bakımdan en
üstünü, en fazîletlisidir. Hiçbir kimse hiçbir bakımdan O'ndan üstün değildir.
Cenâb-ı Hak, O'nu öyle yaratmıştır.
Allahü teâlâ, bir insanda bulunabilecek
görünür-görünmez bütün iyilikleri, bütün üstünlükleri, bütün güzellikleri
“Habîb”inde toplamıştır. O'nun Hiçbir hareketinde, hiçbir işinde, hiçbir
sözünde, hiçbir zaman, hiçbir çirkinlik, hiçbir kusur görülmemiştir.
İster “Ülü’l-azm Peygamber”ler,
ister “Resûl”ler, isterse “Nebî”ler olsun; Peygamberlik vazifelerini
görmekte, Peygamberlik üstünlüklerini taşımakta, hepsi müsâvîdir, eşittir. Fakat
Peygamberlerin, birbirleri üzerinde, şerefleri, üstünlükleri vardır. “Ülü’l-azm
olan Peygamber”ler, böyle olmayanlardan ve “Resûl”ler de, “Nebî”lerden
daha üstündürler.
Ümmetlerinin çok olması, gönderildikleri memleketlerin
büyük olması, ilim ve ma’rifetlerinin çok yerlere yayılması, mu’cizelerinin
daha çok ve devâmlı olması ve kendileri için ayrı kıymetler ve ihsânlar
bulunması gibi üstünlükler bakımından, âhir zaman Peygamberi Muhammed
aleyhisselâm, bütün Peygamberlerden daha üstündür.
Bir insanda bulunabilecek, görünür-görünmez bütün
iyilikler, üstünlükler ve güzellikler, dünyâ ve âhiretin Efendisi, insanların
ve cinnîlerin Peygamberi olan Resûl-i Ekrem Muhammed aleyhisselâm’da
toplanmıştır. Âdemoğullarının en üstünü, en şereflisi, en kıymetlisi bulunan Muhammed
aleyhisselâm, “Habîbullah”tır. Onun Habîbullah (Allahü teâlânın en çok
sevdiği kimse) olduğunu, büyüklüğünü ve üstünlüğünü gösteren şeyler
sayılamayacak kadar çoktur.
"O’nun şahsında, Allah'ı ve Âhiret gününü umanlar
ve Allah'ı çokça hâtırlayanlar için güzel edeb ve ahlâk nümûneleri vardır" (Ahzâb,
21) âyet-i kerîmesi, Muhammed aleyhisselâmın “üsve-i hasene” [nümûne-i
imtisâl=en güzel örnek] olduğunu ne güzel ifâde etmektedir?
Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“(Ey inananlar!) Andolsun
ki, size içinizden [kendinizden] öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin
sıkıntıya uğramanız, ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün [üstünüze
çokça titreyen], mü’minlere karşı çok şefkatli ve gâyet
merhametlidir." (Tevbe, 128)
İki cihân saâdetine
kavuşmak, ancak ve yalnız, dünyâ ve âhıretin Efendisi olan Muhammed
aleyhisselâma tâbi' olmaya bağlıdır. Ona tâbi' olmak için, îmân etmek ve onun
getirdiği ahkâm-ı İslâmiyyeyi öğrenmek ve yapmak lâzımdır.