Eshâb-ı kiram üç kısımdır
18/09/2023 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Sual: Peygamber efendimizi
görüp Müslümanlar olanlar, hep aynı şehirden mi idi veya kaç kısımda
toplanmaktadır?
Cevap: Bu
konuda Mir'ât-ı kâinât kitabında deniyor ki:
“Âlimlerimiz, Eshâb-ı kiramı üç kısma ayırmıştır:
Birinci kısım, Muhâcirîn olup, Mekke alınıncaya kadar, Mekke'den
veya başka yerlerden Medîne-i münevvereye hicret eden Müslümanlardır. Talha ile
Zübeyr radıyallahü anhümâ, Muhâcirînin büyüklerindendir.
İkinci kısım, Ensâr-ı kiram olup, bunlar, Medine şehrinde ve
etrafında bulunan Müslümanlardır ki, Resûlullah efendimize yardım ettikleri
için, Ensâr ismi ile şereflenmişlerdir. Hâlid ibni Zeyd ebâ Eyyûb-el Ensârî
radıyallahü anh Ensârın büyüklerindendir. İmâm-ı Tirmüzînin bildirdiği bir
hadis-i şerifte;
(Kıyamet
günü Eshâbımdan her biri, kabirlerinden kalkarken, vefat ettiği memleketin
bütün müminlerinin önlerine düşerek ve onlara nur ve ışık saçarak Arasat
Meydanına götürür) buyurulmuştur. Bunun için,
İstanbul'daki bütün müminler, hazret-i Hâlid'in arkasında ve Onun ziyâsı
altında, haşra geleceklerdir.
Üçüncü kısım, Mekke alındığı zaman ve daha sonra, burada ve
başka yerlerde imana gelenlerdir ki, bunlar Muhâcir ve Ensâr değildir. Fakat
sahâbîdirler. Mu'âviye ve Amr ibni Âs radıyallahü anhümâ, bu sahâbîlerin büyüklerindendirler.
Sual:
Peygamber efendimizin eshabından en son vefat edenlerin isimleri belli midir?
Cevap: İmâm-ı
Vâkıdî hazretleri diyor ki:
“Eshâb-ı kirâmdan Kûfe, bugünkü Necef şehrinde en son vefat
eden, Abdullah ibni Ebî Evfâ'dır. Şam'da son vefat eden, Abdullah bin Yesr'dir.
Medîne-i münevverede son vefat eden, Sehl bin Sad'dır. Doksanbeş yaşında vefat
etti. Basrada son vefat eden, Enes bin Mâlik'tir. Mekke-i mükerremede son vefat
eden Ebuttufeyl Âmir'dir ki, hepsinden sonra, hicretin yüzüncü yılında vefat
eden budur.”
Sual:
Hasta olan bir kimse, abdest ve gusül için su zarar verdiğinde, bu kimse
teyemmüm yapabilir mi?
Cevap: Hastanın,
abdest veya gusül ile veya hareket etmek ile, hastalığının artacağı veya iyi
olması uzayacağı, kendi tecrübesi ile veya mütehassıs Müslüman bir doktorun
söylemesi ile anlaşılırsa, teyemmüm eder. Hastalıktan sonra, ellerde ve
ayaklardaki hâlsizlik de özürdür. İhtiyarlartaki hâlsizlik de böyledir. Bunlar,
namazlarını oturarak kılar.