"Bu zâta tâbi ol!.."
17/05/2020 Pazar Köşe yazarı A.U
Irak velîlerinden Ebül Hasan Cüsûkî hazretleri zamânında
bir genç bir gece yattı.
Rüyâda bu zâtı gördü.
Ancak tanımıyordu kendisini.
Nurlu ve sevimliydi.
Çok sevdi kendisini.
Kim olduğunu merak etti.
Ve kendi kendine;
“Evliyâdan bir zât olmalı” dedi.
O ara, Efendimiz teşrîf etti.
Ve bu gence;
“Bu zâta tâbi ol!..” buyurdular.
Delikanlı o anda uyandı.
Çok duygulanmıştı rüyâdan!
İyi de, kimdi bu mübârek zât?
Nerede yaşıyordu?
Onu nerede bulacaktı?
Hiçbir şey bilmiyordu.
Bir sene sonra, bir iş vesîlesiyle bu zâtın beldesine gitmişti. Orada (nûr
yüzlü) birini gördü.
Dikkatle ona baktı.
Çok sevimli biriydi.
Kendi kendine dedi ki:
"İşte, rüyâda gördüğüm zât”.
O nûrlu zât da ona doğru geliyordu.
Yaklaşınca göz göze geldiler.
Bu zât, elini gencin omuzuna attı.
Ve muhabbetle;
“Bir senedir neredesin? Sen beni arıyorsun, ben de seni” buyurdu.
Genç, ne diyeceğini bilemiyordu?!
“Haklısınız hocam” dedi.
“O rüyâyı unuttun mu?”
“Hayır hocam, hiç unutur muyum.”
“Hani beni bulacaktın.”
“Siz beni buldunuz” dedi.
Ve sarıldı ellerine.
Öptü ve bir daha ayrılmadı yanından...