Günah işlemek, ölümü unutmanın alâmetidir!
22/09/2024 Pazar Köşe yazarı V.T
“Ölüm her an gelebilir. Yarına kadar yaşayabileceğini zanneden bir kimse
ölüm için hazırlıklı değildir..."
Behçet Efendi İstanbul velîlerindendir. Babası Şeyh
Feyzullah Efendi, dedesi Şeyh İbrâhim Hayrânî'dir. 1860 (H.1277) senesinde
doğdu. Küçük yaşta tahsil hayâtına başladı. Bir taraftan babasının
sohbetlerinde bulunuyor, bir taraftan da ilim tahsîline devâm ediyordu. Fâtih
Dersiâmlarından Urfalı Mehmed Efendinin, daha sonra Kâdirî Şeyhi Şerefüddîn
Efendinin sohbetlerinde bulundu. Bir süre sonra Kâdiriyye ve Nakşibendiyye
yollarında hilâfet aldı. 1901 (H.1319) senesinde İstanbul’da vefât etti.
Bir sohbetinde buyurdu ki: "Âhireti kazanmak için
çalışmak lâzımdır. Bu, insanı Cennet'e götürüp, Allahü teâlânın cemâlini
görmekle şereflenmesine sebeb olur."
“Şeytanı en çok kızdıran iki şey, onun vesvesesine
aldırmamak ve Allahü teâlânın zâtı hakkında düşünmemektir.” (Allahü teâlânın
yarattıkları hakkındaki tefekkür makbûldür.)
“İnsan, şehvetini oruç tutmak sûretiyle kırar. Oruç
insanın kötü isteklerini zayıflatır. Rûhun parlaması, şehvetin ve kötü
arzuların kırılmasında oruçtan daha tesirli bir çâre yoktur. Kişi oruç tutmak
sûretiyle şehvet ve kötü arzularından ne kadar sıyrılabilmişse, oruç o derece
günahlarına keffâret olur. Melekler oruç tutan kimseyi severler.”
“Haccın hakîkati Müslümanlardan büyük bir
topluluğun bir araya gelmesidir. Öyle bir vakitte bir araya gelirler ki, o
vakitte peygamberler, sıddıklar, şehîdler ve sâlihler gibi Allahü teâlânın
nîmetlerine kavuşmuş olanların hâllerini hatırlarlar. Hac ibâdetinin yapıldığı
mukaddes yerler görülünce, Allahü teâlâ hatırlanır. Hac zamânı, Müslümanlar
birbirlerinden istifâde ederler. Aynı zamanda hac meşakkatli bir yolculuk
olduğu için, büyük bir gayret îcâb ettirir. Nasıl yeni îmânla şereflenen bir
kimsenin daha önceki günahları siliniyorsa, ihlâsla yapılan ve kabûl olan hac
da günahlar için keffârettir.”
"Dîni ve îmânı hakkında, 'Sonum ne
olur?' diye söğüt yaprağı gibi titremiyen kimsenin, sonu
tehlikelidir."
"Allahü teâlâdan korkmakta, emirlerini yapmakta,
ibâdet etmekte ve O'nun yasak ettiklerinden sakınmakta İmâm-ı A'zam'dan daha
üstün kimse görmedim."
“Ölüm her an gelebilir. Yarına kadar
yaşayabileceğini zanneden bir kimse ölüm için hazırlıklı değildir. Allahü
teâlâya yapılan ibâdetler, ölümü hatırlamaya işârettir. Günah ve kusur olan
işler de, ölümü unutmuş olmanın alâmetidir."