Oruçlu, günahtan da sakınmalıdır
10/05/2019 Cuma Köşe yazarı O.Ü
Faydasız şeyler konuşmak, gıybet etmek,
tutulan orucun sevabını giderir.
Sual: Oruç tutan bir kimse, sadece yeme,
içmeyi mi yoksa günahları da terk etmesi gerekir mi?
Cevap: Oruç
tutmak, sadece yeme ve içmeyi terk etmek değildir. Eli, dili, gözü, kulağı ve
bütün uzuvları da, günah işlemekten uzak tutmalıdır. Çünkü Peygamber efendimiz;
(Oruç tutan kimse, yalan sözü terk
etmezse, o kimsenin yiyip içmeyi terk etmesine Allahü teâlânın ihtiyacı yoktur) buyurmuştur.
Faydasız şeyler konuşmak, yalan
söylemek, gıybet etmek, tutulan orucun sevabını giderir. Zahmet çekerek,
sıkıntılara katlanarak ibadet yapıp da, bunun sevabını yok etmek, akıllı
kimsenin yapacağı iş değildir.
Ancak oruç tutarken günah işleyenler,
benim orucumun kıymeti yok diyerek orucu terk etmemeli, oruca devam etmeli,
Allahü teâlâya yalvararak af dilemeli ve işledikleri günahlardan yüz
çevirmelidirler. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Allahü teâlâ, lütfederek, ihsan ederek,
nefis iman edip İslâmiyete uymakla şereflenince, İslâm-ı hakîkîye kavuşulur ve
imanın hakikati hasıl olur. Bundan sonra yapılacak her iş, İslâmiyetin hakikati
olur. Namaz kılınca, namazın hakikati kılınmış olur. Oruç tutunca, orucun
hakikati tutulmuş olur. İslâmiyetin bütün hükümlerine uymak da, hep böyledir.”
Seyyid Burhâneddîn Tirmizî hazretleri,
talebelerine hitaben buyurur ki:
“Oruç, hikmet hazinelerinin anahtarıdır.
Oruç tutmak, kalbin rikkate gelmesine sebep olur ve oruçlunun duası, Allahü
teâlâ indinde makbuldür. Allahü teâlâya ulaştıracak, oruçtan daha iyi bir binek
yoktur. Orucun Allahü teâlâ katında büyük değeri vardır. Oruç, hikmet hazinelerinin
anahtarıdır. Bir kimse, bütün kulluk vazifelerini yerine getirse, fakat
midesini doldursa hiçbir yere ulaşamaz. Orucu gereğince tutsa, başka kulluk
vazifelerinde kusur olsa bile, yine bir yere erişir.”
Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî hazretleri de
buyuruyor ki:
“İnsanın nefsi taşkınlık yapınca, bazı
çarelere başvurması gerekir. Oruç, bu hususta en güzel çaredir. İnsan,
şehvetini oruç tutmak suretiyle kırar. Oruç, insanın kötü isteklerini
zayıflatır. Ruhun parlaması, şehvetin ve kötü arzuların kırılmasında, oruçtan
daha tesirli bir çare yoktur. Kişi oruç tutmak suretiyle şehvet ve kötü
arzularından ne kadar sıyrılabilmişse, oruç o derece günahlarına kefaret olur.”