İnsanlardan övgü beklemek ateşle oynamak gibidir!
23/12/2024 Pazartesi Köşe yazarı V.T
“İnsanların medhetmelerine, çok övmelerine kavuşmak arzusundan çok
sakının.”
Ahî Yûsuf hazretleri büyük âlim ve velîlerdendir.
Seyyid olup, soyu Peygamber efendimize ulaşır. 1308 (H.708) târihinde
Azerbaycan’da Şirvan’da vefât etti. Şeyh Zâhid hazretlerinin sohbetlerinde
yetişip olgunlaştı. Ondan icâzet alıp talebe yetiştirdi. Sohbetlerinde
buyurdular ki:
“Güzel ahlâkın alâmetleri; arkadaşının söylediğine
itiraz etmeyip, kabûl etmek. Kendine ve herkese ve hattâ her mahlûka karşı
merhametli ve insaflı olmak. Kimsenin aybını araştırmamak. Başkasında bir kusur
görünce, dalgınlıkla olmuştur istemeyerek yapmıştır, diyerek iyiye yormak.
Kendisinden özür dileyenlerin özürlerini kabûl etmek. Başkalarından gelen
sıkıntı ve eziyetlere sabır ve tahammül etmek. Başkalarının kusurlarını
araştırmak yerine, kendi kusur ve kabahatlerini düşünüp araştırmak, düzeltmeye
çalışmak. Büyük-küçük herkese karşı edepli, tatlı dilli, güler yüzlü olmaktır.”
“İnsanların medhetmelerine, çok övmelerine
kavuşmak arzusundan çok sakının. Zîrâ çok tehlikelidir. O, tam uçurumun
kenarıdır. O, ateşle oynamaktır. Allah korusun bir an gaflet, insanı ebedî
saâdetinden mahrûm eder.”
“Sabırlı olmak isteyen kimse;
öfkesini yenmeli, kalbinde Allahü teâlâdan başka bir şeye yakınlığın olmaması
için çalışmalı. Bir musîbet veya sıkıntı geldiği zaman, inleyip sızlamamalı.
İbâdetleri 'Güzel yapabiliyorum' düşüncesinden uzak olup, amellerini kusurlu
bilmeye devâm etmeli, farzları ve vâcibleri yapmakta tembellik yapmayıp, en
güzel şekilde yapmaya çalışmalı, yapılan bütün işlerin dîne uygun olmasına
gayret etmeli ve önceden yapılan hatâ ve zararları telâfi etmek için
uğraşmalıdır.”
“Hayâ sâhibi olmanın alâmetlerinden bâzıları
şunlardır: Gönlü kırık ve mahzûn olarak Allahü teâlâya kavuşacak, O’na hesab
verecek olmanın büyüklüğünü düşünmelidir. Hiçbir zaman düşünmeden konuşmamalı,
sonunda mahcûb olacağı işleri yapmaktan çok sakınmalıdır. Bütün âzâlarını,
İslâmiyyete uygun olmayan her hâlden uzak tutmalıdır. Dünyâ gösterişini terk
etmeli, bunların yaldızlı, yalancı ve geçici zevkleri, Allahü teâlânın rızâsını
unutup, sonsuz saâdetden mahrum kalmaya sebep olmamalıdır. Mezarlığı ve
ölümü çok hatırlamalı, ölümün bir gün mutlakâ kendisine de geleceğini hiç
unutmamalıdır. Her an ölüme hazır olmalıdır.”