Yetmiş iki sıddîk sevabı alan genç!
12/02/2019 Salı Köşe yazarı V.T
"Ey nefsinin arzularını rızam için terk edip, gençliğini beğendiğim işlerde harcayan genç!"
Zeynüddîn Sübkî hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 659 (m. 1261)’de Mısır’da Sübk-il-abîd denilen yerde doğdu. 735 (m. 1334)’de Mısır’da Mahılle denilen yerde vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerde, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
“Kim bir hastanın yanında yedi kere (Es’elüllahelazîme Rabbel-Arşil-azîm en yeşfiyeke) derse, o hasta sıhhat ve afiyet bulur.”
Hazreti Ömer’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği, hadîs-i şerîfte; Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Bir genç, dünyâ lezzetini ve oyununu bırakır, gençliğine rağmen Allahü teâlâya tâate (beğendiği şeylere) yönelirse, Allahü teâlâ, ona yetmiş iki sıddîk sevabı verir. Sonra şöyle buyurur: (Ey şehvetini [nefsinin arzu ve isteklerini] benim rızam için terk edip, gençliğini benim beğendiğim işlerde harcayan genç! Sen, benim yanımda meleklerimden birisi gibisin.)”
Hazreti Ömer’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği, hadîs-i şerîfte, “Resûlullah efendimiz buyurdular ki: “Ey Âişe! Dinlerini parça parça edip, doğru yoldan ayrılanlar, bid’at ve heva (nefsinin arzu ve istekleri) sahipleri, bu ümmetin sapıklarıdır. Yâ Âişe, her günah sahibi için tevbe vardır. Ancak, bidat ve heva sahipleri, benden uzaktır, ben de onlardan uzağım.”
Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Cennette yüz derece vardır ki, Allahü teâlâ onları Allah yolunda cihâd edenler için hazırlamıştır, iki derece arası, gökle yer arası kadardır. Allahü teâlâdan Firdevs’i isteyiniz. Çünkü Firdevs, Cennetin en ortası, en yükseği ve onun üstünde Rahmânın Arş’ı vardır. Cennetin nehirleri ondan fışkırır.”
“Allah yolunda cihâd eden kimsenin hâli, gündüzleri oruçlu olup gecelerini ibâdetle geçiren, Allahü teâlânın âyetlerine itaat eden, namaz ve oruçtan dolayı hiçbir gevşeklik hissetmeyen kimsenin hâli gibidir ki, yine Allah yolunda cihâd eden üstündür.”
Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh) şöyle rivâyet etti: Birisi Resûlullaha gelerek, “İnsanların hangisi daha üstündür?” dedi. Resûlullah efendimiz “Canıyla ve malıyla Allah yolunda cihâd eden mümindir” buyurdu. O kimse “Sonra kimdir?” diye sorunca “Kavminden ayrılıp Rabbine ibâdet eden ve insanların da onun kötülüğünden emîn olduğu kimsedir” buyurdu.