Kabirde şaşılacak şeyler pek çoktur!..

24/10/2022 Pazartesi Köşe yazarı V.T

Cennetin tavanı, Arş'tır. Fakat kabir de, Cennet bahçelerinden bir bahçedir...

 

Bedî'uddîn Sehârenpûrî, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebelerinin en meşhurlarındandır. Hindistan’da Sehârenpûr’da doğdu. İmâm-ı Rabbânî hazretlerine talebe olmadan önce memurluk yapıyordu. Zaman zaman İmâm-ı Rabbânî'nin sohbetlerini dinlemeye Serhend’e giderdi. Ne zaman Serhend'e mübârek hocasının huzûruna gitse kendiliklerinden buyururlardı ki: "Sen şu hâldesin, bundan sonra şöyle şöyle olacak." Gerçekten buyurdukları gibi vâki olurdu. Dâimâ ona hâllerini söyler, bu yolda ilerlemesini sağlar ve kontrol ederdi. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin, Bedî'uddîn Sehârenpûrî'ye yazdığı bir mektup aşağıdadır:
“Kabirdeki hayât, bir bakımdan, dünyâ hayâtına benzediği için, meyyit terakkî eder, derecesi yükselir. Kabir hayâtı, insanlara göre değişir. Hadîs-i şerîfte; "Peygamberler, (aleyhimüsselâm) kabirlerinde namaz kılar. buyuruldu. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) mîrâc gecesinde, Mûsâ aleyhisselâmın kabri yanından geçerken, mezarda namaz kılarken gördü. O ânda göğe çıkınca, Mûsâ aleyhisselâmı gökte gördü. Kabir hayâtı, şaşılacak bir şeydir. Bugünlerde, merhûm büyük oğlum (Muhammed Sâdık) dolayısı ile, kabir hayâtına bakarak, şaşılacak gizli şeyler görülüyor. Bunlardan az bir şey bildirsem, akıl ermez. Fitnelere, karışıklığa sebeb olur. Cennetin tavanı, Arş'tır. Fakat kabir de, Cennet bahçelerinden bir bahçedir. Akıl gözü bunu göremiyor. Kabirdeki şaşılacak şeyler, başka bir gözle görülüyor. Yarım yamalak da olsa, inanmak, azâbdan kurtulmaya sebeptir. Fakat, o güzel kelimenin (Kelime-i tevhîd) Hak teâlâ tarafından kabûlü için (dünyâda dînin emirlerine uymak), sâlih emirleri işlemek lâzımdır.''

Bedî'uddîn Sehârenpûrî'nin, hocası İmâm-ı Rabbânî hazretlerine gönderdiği mektûbdan bir kısmı şöyledir: "Hizmetçilerinizin en aşağısı Bedî'uddîn'in yüksek huzûrlarınıza arzıdır. Peygamber efendimizden husûsî müjdeler alıyorum. Çok nasîhatler ediyorlar. Bir gün; 'Sen Hindistan'ın ışığısın' buyurdular ve daha çok ibâdet etmemi emrettiler."

Hazret-i İmâm buna cevap olarak birkaç satırlık şu mektubu yazdılar: "Allahü teâlâya hamd olsun. Sevdiği, seçtiği kullara selâmlar olsun. Kıymetli mektûbunuzu okumakla şereflendik. Bu vâkıalar müjdecidirler ve te'vil edilmeleri lâzımdır. Ne kadar te'vil olunurlarsa o kadar nûrlu oluyorlar. Yâ Rabbî! Bizim nûrumuzu tamamla. Sen her şeye kâdirsin. Mâdemki amelin, ibâdetin arttırılması ile emrolundunuz, elinizden gelebildiği kadar amel ve ibâdet ediniz. Çünkü, bu dünyâ ibâdet yeri, iş yeridir. Allah, işlerinizde yardımcınız olsun."