"Âlemi adâletle şenlendir..."
27/01/2023 Cuma Köşe yazarı A.D
Bugün 27 Ocak... Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun
724'üncü yıl dönümü... Asırlarca dünyanın en büyük ve en güçlü devleti
olan Osmanlı İmparatorluğu’nun temelinin 27 Ocak 1299’da atıldığı kabul edilir.
Sultan Osman’ın babası Ertuğrul Gâzi, Selçuklulara büyük hizmetlerde bulunduğu
için, Bizans sınırındaki Söğüt ve Domaniç’e Uç (sınır) Beyi olmuştu. Onun oğlu
Osman Bey, bu topraklarda Osmanlı Devleti’ni kurdu.
Büyük Allah adamlarından Şeyh Edebali hazretlerinin, damadı
Osman Gazi'ye 7 asır kadar önce söylediği şu sözler, hiç eskimedi:
“Ey Oğul! İnsanlar vardır şafak vaktinde doğar, akşam ezanında
ölürler. Avun oğlum avun! Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın, ama
bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen sabah rüzgârında savrulur
gidersin...
Ey Oğul! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler
kadar emniyette değildir. Haklı olduğunda mücadeleden korkma!
Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık
sana! Güceniklik bize; gönül almak sana! Suçlamak bize; katlanmak
sana! Acizlik bize; yanılgı bize; hoşgörmek sana! Geçimsizlikler,
çatışmalar, anlaşmazlıklar bize; adâlet sana! Kötü göz, şom ağız, haksız yorum
bize; bağışlama sana!
Ey Oğul! Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek
sana! Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek sana!
Ey Oğul! Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz!
Şunu da unutma! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!
Ey Oğul! Yükün ağır, işin çetin, gücün kıl’a bağlı. Allahü
teâlâ yardımcın olsun!..”
Osman Gazi, kayınpederinin
nasihatine harfiyyen uymuş ve bu da onun daima başarılı olmasını sağlamıştır...
O da vefât edeceği zaman, oğlu Orhan Bey'e vasiyette bulunmuştur. Bu vasiyeti;
İslâmiyete olan sevgi ve saygısını ve Türk milletinin rahat ve huzurunu
düşündüğünü ve insan haklarına olan gönülden bağlılığını açıkça göstermekdedir.
İşte o vasiyet:
“Ey oğul!
Allahü teâlânın emirlerine muhâlif bir iş işlemeyesin! Bilmediğini İslâm
ulemâsından sorup anlayasın! İyice bilmeyince bir işe başlamayasın! Sana itaat
edenleri hoş tutasın! Askerine in’âmı, ihsânı eksik etmeyesin ki, insan ihsânın
kulcağızıdır. Zâlim olma! Âlemi adâletle şenlendir. Ve Allah için cihâdı terk
etmeyerek beni şâd et! Ulemâya riâyet eyle ki, ahkâm-ı islâmiyye işleri nizâm
bulsun! Nerede bir ilim ehli duyarsan, ona rağbet, ikbâl ve hilm göster!
Askerine ve malına gurur getirip, İslâmiyet ehlinden uzaklaşma! Bizim
mesleğimiz Allah yoludur ve maksadımız Allahın dînini yaymaktır. Yoksa, kuru
gavga ve cihângirlik dâvâsı değildir. Sana da bunlar yaraşır. Dâimâ herkese
ihsânda bulun! Memleket işlerini noksânsız gör! Hepinizi Allahü teâlâya emânet
ediyorum...”
Osmanlı sultanları, bu vasiyetnâmeye cândan bağlı kalmış; üç kıtaya yayılan
devletin altı asır hiç değişmeyen anayasası olmuştur. Ruhları şâd olsun...