Tilavet secdesini yapmak vaciptir
29/04/2022 Cuma Köşe yazarı O.Ü
Namaz kılması farz
olanların, secde âyetini işitince, secde yapmaları vacip olur.
Sual: Kur’ân-ı
kerimdeki secde âyetleri okunduğu zaman, tilavet secdesini, okuyan mı,
dinleyenler mi, kısaca kimler yapmalıdır?
Cevap: Namaz kılması farz
olanların, secde âyetini işitince, secde yapmaları vacip olur. Secde âyetini
işiten cünübün ve serhoşun da, abdest aldıkları zaman secde etmeleri lazımdır.
Uyuyan ve bayılmış veya deli okuyunca, işitenlerin secde etmesi vacip olur
denildi. Fakat, bunların ve kuşun okuması ile secde edilmemesi doğrudur. Çünkü
bunların okuması, hakiki, doğru okumak değildir. Hakiki okumak demek, Kur’ân-ı
kerimi okumakta olduğunu anlayarak okumaktır. Çocuk, yaptığını anlayacak yaşta
ise, okuması ile, işitenlerin secde etmesi lazım olur. Daha küçük yaşta ise
lazım olmaz. Dağlardan, çöllerden ve başka yerlerden yansıyıp geri gelen sedayı
işitenlerin ve kuştan işitenlerin secde etmesi vacip olmaz. Dürr-ül-müntekâda;
“İnsan sesi olması lazımdır” deniyor. Radyodan işitilen sesin, insan sesi
olmadığı, hafızın sesine benzeyen, cansız alet sesi olduğu bildirilmiştir.
Bunun için, El-fıkh-u alel-mezâhib-il erbe'ada da diyor ki:
“Fonografta,
gramofonda, teyipte ve radyoda okunan secde âyeti işitenin, tilavet secdesi
yapması vacip olmaz.”
Secde âyeti hece hece
okununca ve yazılınca da secde yapılmaz. Gayr-i müslimin okuduğunu işiten
Müslümanların secde etmesi vacip olur.
Sual: Şafii
mezhebindeki Müslümanlar, zekât verirken Hanefi mezhebine uyarak
vermektedirler. Bunun sebebi nedir?
Cevap: Şafii mezhebine
göre, zekât vermek için, zekatın, Tövbe suresi, altmışıncı âyetinde bildirilen
sekiz sınıf insanın her sınıfına verilmesi lazımdır. Bunlardan, gönlünü alması
lazım gelen kâfir sınıfı, zekât toplayan memur sınıfı ve kölelikten kurtarılacak
borçlu sınıfı bugün yoktur. Bunları bulup zekât vermek imkânsız olmuştur. Bunun
için, Şafii âlimleri, Hanefi mezhebine göre zekât verilmesine fetva vermiştir.
Çünkü Hanefi mezhebinde, bu sınıflardan herhangi birine vermekle, zekât
verilmiş olmaktadır.
Sual: Din bilgileri
için, fıkıh kitabı mı, tefsir kitabı mı okumalıdır?
Cevap: Fıkıh kitapları varken, din bilgilerini tefsirlerden öğrenmeye kalkışmak, nafile ibadet olur. Farz-ı ayın olan fıkıh kitaplarını okumayı bırakıp, nafile olan tefsir okumak, caiz değildir.