“Bana yazıklar olsun sabredemedim!..”
12/10/2021 Salı Köşe yazarı V.T
Abdullah bin Mübârek
hazretleri, bir gün ölmüş bir merkep ve yanı başında ağlayan bir
fakir gördü!..
Ebû Abdurrahmân Sülemî
hazretleri evliyanın meşhurlarından olup tefsir ve hadis âlimidir. 325 (m.
937)’de İran’da Nîşâbur’da doğdu. Rey, Hemedan, Merv ve Hicaz’a giderek
Dârekutnî, Hâkim Nîşâbûrî ve Muhammed Kâffâl gibi âlimlerden hadis ve fıkıh
okudu. Ebû Saîd Ebü’l-Hayr, Abdülkerîm Kuşeyrî, Beyhekî gibi meşhur velî ve
âlimleri yetiştirdi. 412’de (m. 1021) Nîşâbur’da vefat etti.
“Tabakâtü’s-sûfiyye” isimli eserinde evliyalar ve kerametlerini anlatır. Bu
kitabında şöyle nakleder:
Abdullah bin Mübârek
hazretleri, bir gün Şam’a gitmek üzere sefere çıktı. Giderken yolda ölmüş bir
merkep gördü. Yanı başında ayakta bir fakîr de ağlıyordu. Abdullah bin Mübârek
ona niye ağladığını sordu. Fakîr cevap olarak: “Ben fakîr bir kimse olup,
çoluk çocuk sahibiyim. Bunu üçyüz dirheme almıştım. Bundan sonra ne yapacağımı
düşünerek ağlıyorum!” Abdullah bin Mübârek buyurdu ki: “Sen bunu sağ iken üçyüz
dirheme almıştın. Şimdi ise bunu senden semeri ile beşyüz dirheme alıyorum,
deyip beşyüz dirhemi sayarak eline verdi...
O gece fakîr rüyasında
mahşeri gördü. Baktı ki, bahçeler, bağlar içerisinde bir merkep! Yularını ve
palanını altın ve mercanlarla süslemişler! Yanı başında bir melek, şöyle nidâ
ediyordu:
-Kim buna binerse ona
müjdeler olsun...
Fakîr bunu duyunca,
meleğin yanına gelip der ki:
-Bu benim ölen
merkebimdir. Bunu bana ver! Evet, bu senindir. Fakat ölüsüne sabır edemediğin
için, şimdi başkasının oldu. Baksana, yuları üzerinde ne yazıyor?
Fakîr yulara bakınca
bir de ne görsün! (Bu Abdullah İbn-i Mübârek hazretlerinin
bineğidir) yazılıydı...
Sonra fakîr, uykudan
uyanıp, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Kendi kendine, “Bana yazıklar olsun
bir hayvanın ölmesine bile sabredemedim” dedi. Hemen beşyüz dirhemi alıp,
doğruca Abdullah İbni Mübârek hazretlerinin yanına gitti. Parasını geri vermek
istedi ve dedi ki:
-Ben satıştan
vazgeçtim.
Abdullah İbni Mübârek
de;
-Sen akşam gördüğün
rüya üzerine geldin. Ben de vazgeçtim. Beşyüz dirhemi de sana hediye
ettim, buyurdu...
***
Sehl bin Abdullah,
Abdullah bin Mübârek’in derslerine devam ederdi. Bir gün, “Artık senin dersine
gelmeyeceğim. Çünkü, bugün gelirken senin kızların dama çıkmış beni
çağırıyorlardı. 'Benim Sehlim, benim Sehlim' diyorlardı. Bunların terbiyesini
vermiyor musun?” dedi.
Abdullah bin Mübârek,
o gece talebesini toplayıp, “Sehl'in cenâze namazına gidelim” dedi.
Gidip vefât etmiş buldular. “Vefâtını nereden anladın?” dediklerinde “Benim hiç câriyem yok. O gördükleri Cennet hûrîleri idi. Onu Cennete çağırıyorlardı” dedi.