İyi bir komşu nasıl olur?
12/10/2021 Salı Köşe yazarı R.A
“Komşusuna eziyet
eden, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden de Allaha eziyet etmiş olur.”
Peygamber Efendimiz,
bu konuda, muhtelif hadîs-i şerîflerinde buyurdular ki:
“Komşuna ihsânda bulun
ki [kâmil] mü’min olasın!” [Tirmizî]
“Allah indinde
komşuların iyisi, komşularına faydalı olandır.” [Hâkim]
“Komşusu aç iken, tok
olan [kâmil] mü’min değildir.” [Taberânî]
“Evinizde pişen
yemekten komşunuzun hakkını verin.” [Şir’atü’l-İslâm]
“Sıkıntıya düşen
komşusuna yardım edene, sıkıntısını giderene, kıyâmette en kıymetli elbiseler
giydirilir.” [Şir’atü’l-İslâm]
Müslümânın, komşusuna
herhangi bir zararı dokunmaz; hattâ onun sıkıntılarına da katlanır. Hadîs-i
şerîflerde buyuruldu ki:
“Kötü komşunun
eziyetlerine ölünceye kadar sabredeni Allah sever.” [Hâkim]
“Allah ve Resûlünü
seven, onların da kendisini sevmelerini isteyen, konuşunca doğru söylesin,
emânete riâyet etsin ve komşusu ile iyi geçinsin!” [Beyhekî]
“Komşusu, şerrinden
emîn olmayan kimse, (kâmil manâda) îmân etmemiştir.” [Bezzâr]
“Komşusuna eziyet eden,
bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden de Allaha eziyet etmiş olur.” [Ebûşşeyh]
“Namaz kılan, oruç
tutan, sadaka veren, fakat dili ile komşularını inciten nice kimseler vardır
ki, gidecekleri yer Cehennemdir.” [Hâkim]
İyi komşu, sadece
komşularına zarar vermeyen kişi değil, onlardan gelecek zararlara ve
sıkıntılara da katlanan kimsedir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Mâlına veya
çoluk-çocuğuna zarar verir korkusu ile komşusuna kapısını kapatan, onunla
görüşmeyi kesen, [hakîkî] mü’min değildir.” [Harâitî]
Komşuları böyle bir
kimseyi, Kıyâmet günü Allahü teâlâya şikâyet edeceklerdir.
“Komşunun köpeğini
döven, sâhibini incitmiş olur.” [İmâm-ı Gazâlî]
“Kötü komşu, gördüğü
iyiliği gizler, kötülüğü de yayar.” [Taberânî]
Komşuya hürmet, onunla
iyi geçinmektir. Onu incitecek söz ve hareketlerde bulunmamaktır. Peygamber
Efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyurdu ki:
“Zimmî [gayr-i
müslim] komşunun bir hakkı, Müslümân komşunun iki hakkı, akrabâ olan
komşunun da üç hakkı vardır." [Bezzâr]
Yukarıda
söylediklerimize ilâveten, şunu da ifâde edelim ki; komşuyu memnûn
etmek, ona faydalı olmak hayırlı insan olma alâmetidir. Bir
müslümânın, kendi mâlını, cânını ve nâmûsunu koruduğu gibi, komşusunun mâlını,
cânını, iffet ve nâmûsunu da öylece koruması, onların haklarına da riâyet
etmesi lâzımdır.
Bu, ferd ve âilelerde
böyle olduğu gibi, ülke ve devletlerde de böyle olmalıdır. Komşu ülkelerin de
birbirleriyle iyi geçinmeleri lâzımdır. Hattâ, globalleşmenin (küreselleşmenin)
savunulduğu günümüzde, sâdece yakın komşuların değil, uzak komşuların da
birbirleriyle iyi geçinmeleri gerekir. “İnsan Hakları”ndan bahseden
belgelerde de bunlar vurgulanmaktadır.
Bir kimse, komşusundan
ne bekliyorsa, komşusuna da aynı şeyleri yapmalıdır.
Kul hakkının en mühimi ve azâbı en şiddetli olanı, akrabâsına, âile efrâdına, maiyetinde olanlara emr-i marûf yapmamaktır.