Müslüman, din kardeşini kötülememelidir!..
06/10/2021 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Müslümanlara kötü
isim takmak veya başkasının taktığı kötü ismi söylemek de, dil ile işlenen
günahlardandır...
Dilimizin âfetleri
-14-
Dil ile işlenen
günahlardan biri de, Müslümanları seb' etmektir. Böyle olanın
şahitliği dahi kabul olmaz. [Alâüddin-i Haskef]. "Seb’ etmek",
kötülemek, dil uzatmak demektir. Sövmek manasına da gelir. Hadîs-i şerifte
buyuruldu ki: (Eshâbımdan birini seb’ edenlere, Allahü teâlâ, melekler
ve bütün insanlar lânet etsin!) [Savâik-ül-Muhrika]
Peygamber Efendimiz
“sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Bir kimsenin ana-babasına
seb’ etmesi büyük günâhlardandır.) Eshâb-ı kirâm; “Yâ Resûlallah! Bir
kimse ana-babasına seb’ eder mi?” dediler. Resûlullah Efendimiz de; (Evet
bir kimse başkasının babasına seb’ ederse, o da onun babasına seb’ eder.
Başkasının anasına seb’ ederse, o da onun anasına seb’ eder) buyurdu.
Peygamber Efendimizin
ve Eshâbının yolundan ayrılmış olan yetmiş iki bozuk fırkanın hepsi, Ehl-i
kıble oldukları, her ibâdeti yaptıkları halde âdil değildirler. Çünkü ya mülhid
olarak îmânları gitmiştir, yâhut bid’at sâhibi olmuşlardır. Bunlar, Ehl-i
sünneti seb’ ederler ki, bu da büyük günâhtır. [Abdülganî Nablüsî]
Müslüman, din
kardeşine beddua da etmemelidir. Hadîs-i şerîfte, (Kendinize,
evlâdınıza, kötü dua etmeyiniz. Allahın kaderine râzı olunuz. Nimetlerini
arttırması için dua ediniz) ve (Ananın, babanın çocuğuna olan
ve mazlûmun, zâlime olan bedduaları, reddolunmaz) buyuruldu.
Bir Müslümanın kâfir
olması için dua edenin kendisi kâfir olur. Zâlimden başkasına beddua etmek
haramdır. Zâlime, zulmü kadar beddua etmek câiz olur.
Müslümanlara kötü
isim takmak veya başkasının taktığı kötü ismi söylemek de, dil ile işlenen
günahlardandır. Soy adı ve müsteâr isim koymak câizdir. Hadîs-i şerîfte, (Kötü
ismi olan, bunu güzel isme çevirsin!) buyuruldu. Meselâ, Âsıye ismini,
Cemîle yapmalıdır. Müslümana güzel isim takmak câizdir. Çocuğuna, övücü isim
koymamalıdır. İbni Âbidîn “rahime-hullahü teâlâ”, beşinci cildde buyuruyor
ki: “Erkek çocuğa konulacak isimler arasında en efdal olanı, Abdüllah, sonra Abdürrahmân, sonra Muhammed,
sonra Ahmed, daha sonra İbrâhîm’dir...
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri hicrî kamerî 1362 [m. 1943] senesinde vefat edinceye kadar, İstanbul’da, Bâyezid Câmi’inde, salı, perşembe ve cumartesi günleri, ikindi namazından sonra, yirmibeş sene vaaz ve irşâd eyledi. Bir vaazında, (Veledin [Çocuğun], vâlideyni [ana-baba] üzerinde üç hakkı vardır: Doğdukta Müslümân ismi koymak. Âkıl oldukta, kitâbet, ilim ve sanat öğretmek. Bâliğ oldukta, dîni ve ahlâkı güzel bir Müslüman bulup, bununla hemen evlendirmektir) buyurdu. Kızları böyle evlendiren ana-baba, hatta her akrabâ ve ahbâblar ve hatta komşular çok sevap kazanırlar.