Dünya ile âhıret birbirinin zıddıdır!
29/04/2022 Cuma Köşe yazarı V.T
Dünyayı ele geçirmek
için âhıreti vermek alçaklık ve ahmaklıktır!..
Seyyid Âdem Bennûrî,
İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin yüksek talebelerindendir. Hindistan'da Serhend'in
kasabası olan Bennûr'da doğdu. İmâm-ı Rabbânî'nin yüksek huzur ve sohbetlerinde
yetişen Âdem Bennûrî icâzet almakla şereflendikten sonra Bennûr'a gitti. 1644
(H.1054) senesinde hac için gittiği Medîne-i münevverede vefat etti. Gülzâr-ı
Esrâr-ı Sûfiye adlı eserinde şöyle nakleder:
Üstadımız İmâm-ı
Rabbânî hazretleri bir mektubunda şöyle buyuruyorlar: Allahü teâlânın sevmediği
bu dünyanın arkasında koşmamalıdır! Gönlünü hep Allahü teâlâya bağlamak
sermâyesini elden kaçırmamalıdır! Ne sattığını ve buna karşılık neyi aldığını
düşünmelidir! Dünyayı ele geçirmek için âhıreti vermek ve insanlara yaranmak
için Allahü teâlâyı bırakmak alçaklık ve ahmaklıktır. Dünya ile âhıret
birbirinin zıddıdır, tersidir. İkisinin sevgisi bir kalbde toplanamaz. İkisi
bir araya getirilemez. Bu iki zıddan dilediğini seç ve seçtiğine karşılık
kendini sat, feda et! Âhıret azâbı sonsuzdur. Dünyada olanlar çok azdır.
Allahü teâlâ, dünyayı
sevmez, âhıreti sever. Sonunda kadından ve çocuklardan ayrılacaksın. Bunların
idaresini Allahü teâlâya bırak! Bugün, kendini ölmüş bilmelidir. Onların
işlerini Allahü teâlâya bırakmalıdır. Tegâbün sûresinin onbeşinci ve Enfâl
sûresinin yirmisekizinci âyetinde meâlen, (Mallarınız ve çocuklarınız
sizlere kesin olarak düşmandır. Onlardan sakınınız) buyuruldu. Bunu
iyi anlayınız! Dünyaya düşkün olanlarla arkadaşlık etmek, onlarla görüşmek,
öldürücü zehirdir. Bu zehirle öldürülen kimse, sonsuz olarak ölür. Kalbin
iyiliği, hastalıktan kurtulması nasıl düşünülebilir? Onlarla görüşmekten,
arslandan kaçar gibi, hattâ daha çok kaçmalıdır. Arslan insanın yalnız cânını
alır. Bu da, âhırette faydalı olur. Dünyaya düşkün olanlarla berâber olmak ise,
insanı sonsuz felakete ve zarara sürükler. Onlarla konuşmaktan, onların
lokmalarını yemekten ve onları sevmekten ve onları görmekten sakınmalıdır.
Sahih olan hadis-i şerifte, (Zengine, zenginliği için alçaklık gösterenin dîninin üçte ikisi gider) buyuruldu. Onlara karşı yapılan bu alçalmalar ve yaltaklanmalar, onların malları ve makamları için midir, yoksa değil midir? İyi düşünmek lâzımdır. Malları, mevkileri için olduğunda hiç şüphe yoktur. Bunun sonu da, dînin üçte ikisinin gitmesidir.