Irkçılık nedir, ırkçılığın dinimizdeki yeri nedir?
Dinimizde ırkçılık yoktur
CEVAP
İslamiyet, hangi ırk, dil ve ülkeden olursa olsun, bütün Müslümanların
birbirinin kardeşi olduğunu bildirir. Allah indinde herkes, insan olarak, bir
tarağın dişleri gibi birbirine eşittir. Namaz kılarken, en büyük rütbeli bir
Müslümanla en küçük rütbeli, en zenginle en fakir, bir beyazla bir zenci
Müslüman yan yana durur ve Allahü teâlâya birlikte secde ederler. Dinimizde ırk
ve millet üstünlüğü yoktur. Müslüman zenci bir hizmetçi, kâfir bir beyaz
kraldan üstündür. Kâfir kral ebedi Cehennemde, Müslüman zenci hizmetçiyse ebedi
Cennette kalacaktır.
Hiç kimse ana babasını seçemediği için, ırkını, milliyetini de seçemez. Ancak,
ceddinin dine hizmetlerinden dolayı ırkını sevmesi, suç olmaz. Mesela, Osmanlı
Türklerini sevmek kınanmaz. Hatta hizmetlerinden dolayı her zaman dua etmek
gerekir.
Yahudi kendini asil bilir. Hristiyan, zenciyi aşağı görür. İslam dini, ırk,
renk, milliyet, siyasi inanç, lisan ve tahsil seviyesi ayırt etmeden, her
insanın şeref ve itibarına hürmet eder.
Kendi ırkını dinimizin üstünde tutmak veya kendi milletinden olan gayrimüslimi
başka milletten olan Müslüman’dan üstün tutmak, ırkçılık olur. Kur'an-ı kerim
ve hadis-i şerifler, ırkçılığı, ırk üstünlüğünü kesin olarak reddetmektedir.
Bir âyet-i kerime meali:
(Ey insanlar, sizi, bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizle
tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstününüz,
takvada en ileri olanınızdır.) [Hucurat 13] (Takva, Allahü teâlâya
inanıp, Onun emir ve yasaklarına riayet etmektir. Kısaca haramlardan sakınmak
demektir.)
Bir önceki âyet-i kerimede, Ey iman edenler buyurulurken, bu
âyet-i kerimede Ey insanlar şeklinde hitap edilmektedir. Hitap
yalnız inananlara değil, bütün insanlaradır. Bütün insanlar, aynı ana-babadan,
yani Hazret-i Âdem ile Hazret-i Havva’dan meydana geldiler. Bu bakımdan bir
ırkın diğerine üstünlük taslamaya hakkı yoktur.
Âyet-i kerimede, tanışmakta kolaylık olması için, milletlere ve
milletler içinde kabilelere ayrıldığımız ve Allah indinde üstünlüğün, Müslümanlığa
bağlılıkla ölçüleceği bildirilmektedir. Araplar veya Yahudiler üstündür
denmiyor. Birkaç âyet önce de Müminler ancak kardeştir buyuruluyor. (Hucurat
10)
Arapların veya başka bir ırkın değil, yalnız müminlerin kardeş olduğu
açıkça bildirilmektedir. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, cahiliyet övünmelerini sizden kaldırdı. Hepiniz Âdem
aleyhisselamın evlatlarısınız. Âdem ise topraktan yaratıldı.) [Tirmizi]
(Rabbiniz bir olduğu gibi, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir.
Arabın Aceme, [Arap olmayana] Acemin Araba üstünlüğü olmadığı
gibi, kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin
diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.) [İbni
Neccar]
(Acemlerden, dininizi kabul edenler ve nesebinize katılanlar
olacaktır.) [Hâkim]
(Müslümanlar kardeştir. Takva hali hariç, kimsenin kimseye üstünlüğü
yoktur.) [Taberani, Ebu Nuaym]
(Ey Kureyşliler, kıyamet günü herkes ameli ile gelir. Siz dünyayı
omuzlayarak gelmeyin! Bu halde gelip de, “Ya Resulallah” deseniz, tarafınıza
bakmam.) [Taberani]
(İnsanlar [insan olarak] bir tarağın dişleri gibi
eşittir.) [İbni Lal]
Peygamberimizin tevazuu
Peygamber efendimiz, (Ben sizin en iyiniz olduğum gibi, babam da
babalarınızdan daha iyidir) buyurmuştur. Böyle söylemek öğünmek
değildir. Peygamber efendimiz tevazu ehli idi. Böyle söylemesi hakikati
bildirmek içindir. (Ben evliyayım) demek öğünmek olur; fakat (Ben Peygamberim)
demek böyle değildir. Gerçeği bildirmek vazifesi olduğu ve vazifesini yapmak
mecburiyetinde de olduğu için böyle buyurmuştur. Nitekim imam-ı Rabbani
hazretlerinin, (Mektubat)kitabında bildirdiği hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Kıyamette, önce gelenlerin ve sonra gelenlerin seyyidiyim. Hakikati
bildiriyorum, öğünmüyorum.)
(Allahü teâlânın habibiyim. Peygamberlerin reisiyim. Öğünmek için
söylemiyorum.)
(Peygamberlerin sonuncusuyum, öğünmüyorum, ben Abdullah’ın oğlu Muhammed’im
“aleyhissalatü vesselam”. Allahü teâlâ insanları yarattı. Beni insanların en
iyisinde yarattı. Allahü teâlâ, insanları fırkalara [kavimlere,
ırklara] ayırdı. Beni, en iyisinde bulundurdu. Sonra bu en iyi fırkayı
kabilelere [cemaatlere] ayırdı. Beni, en iyisinde bulundurdu.
Sonra, bu cemaati evlere ayırdı. Beni, en iyi evden [yani
aileden] dünyaya getirdi. İnsanların en iyisiyim. En iyi ailedenim.
Kıyamette, herkes sustuğu zaman, ben söyleyeceğim. Kimsenin kımıldayamadığı
vakitte, onlara şefaat ediciyim. Kimsede ümit kalmadığı bir zamanda, onlara
müjde vericiyim. O gün her iyilik, her türlü yardım, her kapının anahtarı
bendedir. Liva-i hamd benim elimdedir. İnsanların en hayırlısı, en cömerdi, en
iyisiyim. O gün emrimde binlerce hizmetçi vardır. Kıyamet günü, Peygamberlerin
imamı, hatibi ve hepsine şefaat edici benim. Bunu öğünmek için söylemiyorum.) [Hakikati
bildiriyorum. Hakikati bildirmek vazifemdir. Bunları söylemezsem, vazifemi
yapmamış olurum.]
Millet ve milliyetçilik
Sual: (Millet din demektir. Bunun için Fransız milleti, Türk milleti
denmez. Türk milliyetçisiyim demek de, Türkün dinindenim demek olur ki çok
yanlıştır) diyenler çıkıyor.
CEVAP
Millet kelimesi çeşitli manalara gelir. Birkaçı şöyledir:
1- Din manasında kullanılır. "Millet-i İbrahim",
"Millet-i Resulullah" gibi.
2- Ümmet manasında, bir din mensuplarının tamamına denir. "İslam
milleti", "Yahudi milleti" gibi.
3- Topluluk manasına gelir. "Kâfirler tek millettir",
"Kâfir milleti zalimdir" gibi.
4- Sınıf, cins, taife manasına kullanılır. "Kadın milleti",
"Şoför milleti" gibi.
5- Halk manasına kullanılır. "Bu millet, iyiye layıktır" gibi.
6- Kavim manasında kullanılır. Din, dil, tarih, gelenek, kültür, ideal
ve vatan birliği olan topluluk demektir. "Türk milleti", "Arap
milleti" gibi.
Milliyetçi demek, aynı dine mensup, aynı dili konuşan, ortak tarihi olan, aynı
gelenekleri ve aynı kültürü olan, aynı ideale ve aynı vatana sahip olan kimse
demektir. "Ben milliyetçiyim" demek yanlış olmaz. Kelimenin yalnız
bir manasını düşünmek doğru değildir.
Sual: Fransa’dan yazıyorum. Mısırlı bir arkadaşım var. Bayrağını
din gibi kabul etmektedir. Bayrağıma paçavra diyen kâfir olur diyor. Böyle
sevgi ve ırkçılık olur mu?
CEVAP
Mısır bayrağının diğer bayraklardan farkı ne de, ona bez veya paçavra diyen
kâfir oluyor? İster Mısır, ister Libya veya diğer milletlerin bayraklarına
paçavra demek, uygun değilse de, kâfir olmayı gerektirmez. Her millet, kendi
bayrağını sevebilir. Fakat ırkçılık yaparak, (Hangi milletten olursa olsun
benim bayrağımı sevmeyen kâfir olur) demek çok yanlıştır.
Sual: Tesettüre riayet eden, namazlarını kılan Müslüman bir çingene
kızıyım. Müslüman bir Türk ile evleneceğim. Fakat babam, ırk ayrımı yapıyor,
(ileride sorun çıkar) diyor. Dinimizde ırk ayrımı var mıdır? (Çingene ile
evlenince, tuğla eriyinceye kadar yıkanılsa cünüplük çıkmaz) sözü doğru mu?
CEVAP
Türk, Arap, Ermeni, Fransız nasıl bir ırk ise, çingene de bir ırktır.
Türkün, Arabın Müslümanı ve başka dinden olanı olduğu gibi, çingenelerin de,
Müslümanları ve başka dinden olanları vardır.
Dinimizde ırk ve renk ayrımı yoktur. Allah indinde, Müslüman bir çingene,
Müslüman olmayan bir Türk kralından çok üstündür. Biri ebedi Cennetlik, öteki
ebedi Cehennemliktir. Hiç mukayese kabul eder mi? Siyah olan Bilal-i Habeşi,
beyaz Ebu Cehil'den çok üstündür.
(Çingene ile evlenince, tuğla eriyinceye kadar yıkanılsa cünüplük çıkmaz) sözü,
cahillerin uydurdukları çirkin bir iftiradır. Bir kimse nasıl cünüp olursa
olsun, gusledince, yıkanınca temiz olur.
İkiniz de İslamiyet’in emirlerine uyduğunuza göre, hiçbir sorun çıkmaz.
Evlenmeniz çok iyi olur. Mutluluklar dileriz.
Sual: (Irkçılık yapan bizden değildir) ne demek?
CEVAP
Biz Müslümanlarda ırk üstünlüğü yoktur. Buna rağmen, iyi kimseler geldiği
için Arabı severiz, Türkü severiz. Sevmemizin mahzuru olmaz. Fakat Müslüman bir
Arabı, Müslüman Fransızdan üstün tutamayız. Böyle bir ırkçılık yapmak dinimize
aykırıdır. Hele Hristiyan bir Türk, Müslüman Araptan üstündür demeyiz. Böyle
söyleyen Müslümanlıktan çıkar.
İslamiyet hangi ırk, dil ve ülkeden olursa olsun, bütün Müslümanların
birbirinin kardeşi olduğunu bildirir. İslam dininde, Allahü teâlânın huzurunda
herkes birbirine müsavidir. Namaz kılarken, en büyük rütbeli bir Müslüman ile
en küçük rütbeli, en zengin ile en fakir, bir beyaz ile bir zenci Müslüman yan
yana durur ve Allahü teâlâya birlikte secde ederler.
Dinimizde ırk ve millet üstünlüğü yoktur. Müslüman zenci bir hizmetçi, kâfir
bir beyaz Türk kraldan üstündür. Kâfir kral, ebedi Cehennemde, Müslüman zenci
hizmetçi ise, ebedi Cennette kalacaktır.
Yahudi kendini asil bilir. Hristiyan, zenciyi aşağı görür. İslam’da ise ırk,
renk ve dil ayrımı yoktur. İslam dini, ırk, renk, milliyet, siyasi inanç, lisan
ve tahsil seviyesi ayırt etmeksizin, her insanın şeref ve itibarına hürmet
eder. Bu sebepten de, yabancılar arasında Müslümanlık yayılmaktadır:
(İslam’da, ırk, renk ve dil farkı gözetilmediğini, herkesin eşit olduğunu,
namaz kılarken de rütbe ayrımı yapılmadığını gördüm. Müslüman oldum.) (Thomas
Clayton – Amerika)
Yunus Emre ve hoşgörü
Sual: Yunus Emre’yi kötüleyen biri, (Bir taraftan “Yaratılmışı hoş
gördük, Yaratandan ötürü” diyerek hoşgörülüğünü sergilerken, bir taraftan da,
“Beş vakit namaz kılmayan, bilin Müslüman olmadı, ol Cehenneme girse gerek”
diyerek müsamahasızlık çukuruna düşmüştür. Hoşgörünün zirvesine çıkmak gerekir)
diyor. Hoşgörü ne demektir?
CEVAP
TDK’nın sözlüğünde, (Her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş
görme durumu) deniyor. Dikkat ediniz, her şey deniyor. Her şeyi anlayışla
karşılamak diye tarif ediyor. Yine TDK’da, Mezhebi geniş ifadesini
tarif ederken, (Namus konusunda aşırı hoşgörülü davranan kimse) deniyor.
Yunus Emre’yi kötüleyen kimseye göre, hoşgörü denilen şeyin bir sınırı yoktur.
Ne kadar hoş görülürse, o kadar iyidir. Halbuki sınırsız hürriyet gibi,
sınırsız hoşgörü de çok yanlıştır. Kötüler hoş görülür mü? Anarşistler ve diğer
suçlular hoş görülürse, toplumun nizamı nasıl sağlanır?
Kâfirleri sevmemek gerekir ise de, dinimizin emri gereği, onlara eziyet etmek,
kalblerini incitmek haramdır. Zaruret olunca, onlara dostluk göstermek de
caizdir. Sevmemek ayrı, onları üzmek ayrı şeydir. Din adına, kâfirin,
kâfirliğini hoş görmek tehlikelidir. Allahü teâlâ, bu kimsenin anladığı manada
hiçbir Müslümanı hoşgörünün zirvesine çıkarmasın!
Tarak dişi gibi eşit
Müslüman, dinimizin izin verdiği ölçüde hoşgörülü olur. Bunun azı da, çoğu
da zararlıdır. Yunus Emre hazretlerinin, “Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan
ötürü” diyerek yetmiş iki millete aynı gözle bakması, dinimize aykırı değildir.
Çünkü dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. Bir hadis-i şerifte, (İnsanlar [insan
olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir)buyurulmuştur. (İbni
Lal)
Bunun için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir.
Çünkü kâfir, Müslüman olup ebedi saadete kavuşabilir, Müslüman da, maazallah
küfre düşüp Cehennemlik olabilir.
Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, (Gel, gel, her kim olursan ol gel,
müşrik, mecusi olsan veya puta tapsan da gel! Bizim dergahımız ümitsizlik
dergahı değildir. Tevbeni yüz defa bozmuş olsan da gel) diyor. Manası, (Gel
sana Müslümanlığı öğreteyim de gerçeği gör) demektir. Çünkü Allah için olmayan
sevgi ve düşmanlığın hiç önemi yoktur. Hadis-i şerifte, (İmanın en
sağlam temeli ve en kuvvetli alâmeti, hubbi-i fillah, buğd-i fillahtır) buyuruluyor.
[Ebu Davud]
Yani, Müslümanları sevip, onlara yardım ve hayır dua etmek ve din-i İslam’ı
beğenmeyenleri, İslamiyet’e ve Müslümanlara düşmanlık edenleri sevmemek ve
imana, hidayete kavuşmaları için dua etmektir. Buğd, sevmemek, düşmanlık etmek
demektir. Buğd-i fillah, Allah için sevmemek, Allah için düşmanlık etmek
demektir. Bunun zıddı ise “Hubb-i fillah”tır. Allah için sevmek, Allah için
dostluk etmektir.
Irkçılık nedir?
Sual: (Irkçılık yapan bizden değildir) buyuruluyor. Ne yapmak,
ırkçılık olur?
CEVAP
Kendi ırkını dinimizin üstünde tutmak, kendi milletinden olan gayrimüslimi
başka milletten olan Müslümandan üstün tutmak, ırkçılık olur.
İnsan ve Müslüman
Sual: (Önce Türküm, sonra Müslümanım) veya (Önce
insanım sonra Müslümanım) demek, dinimize göre doğru mudur?
CEVAP
Dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. İslamiyet’te Müslüman olmayan kimseye kâfir
denir. (Önce insanım) demek de, (Önce Türk’üm) demek gibi yanlış bir sözdür.
Kur’an-ı kerimde, (Kâfirlerin hayvan gibi, hattâ daha aşağı) olduğu
bildiriliyor. Hayvandan aşağı olanla, Müslüman hiç kıyas kabul eder mi? Hiçbir
şey Müslümanlıktan önceye alınamaz. Allahü teâlâ, (Müminler kardeştir) buyuruyor. (İnsanlar
kardeştir) veya (Türkler kardeştir) demiyor.
Müslüman Türk’le, komünist Türk nasıl kardeş olur? (İnsanlar kardeştir) sözü
bundan daha yanlıştır. Bu söz dünyadaki kâfirlere yaranmak için söylenmiştir.
Mezhepsiz Mevdûdî de, (Hilafet ve Saltanat) isimli kitabının
68. sayfasında, (Benim nazarımda bütün insanlar eşittir. Bizden
olsun veya olmasın) diyor. Bu, masonluğa veya hümanizme uygun bir
sözdür. Aslında masonlar da, hümanistler de, Müslümanlığa tahammül edemezler,
ama (Bakın, biz herkesi kucaklıyoruz) intibaını vermek için inançlarını
gizlemeye çalışıyorlar.
“Irkçılık yapan bizden değildir”
Sual: (Irkçılık yapan bizden değildir) hadisine göre
ırkçılık küfür müdür?
CEVAP
Irkçılığın yapılış şekli önemlidir. Irkını dininden üstün tutarsa
mesela, (Dinsiz bir Türk, Müslüman olan bir Yunan’dan, İngiliz’den veya
Ermeni’den daha üstündür) deniyorsa küfür olur, çünkü Müslümanlık
kötülenmiş oluyor.
Bir insanın, kendi kavmini, ırkını sevmesi küfür olmaz. Türk Türk'ü, Kürt
Kürt'ü, Alman Alman'ı daha çok sevebilir. Bu, insanın kendi Müslüman
akrabalarını, hemşerilerini daha fazla sevmesine benzer. Sevmek ayrı, (Benim
ırkımdaki kâfir de olsa, başka ırktan olan Müslümandan daha üstündür) demek
ayrıdır. Sevmeyi ırkçılık olarak kabul etmemelidir. Müslüman Türk’ün tarihteki
kahramanlıklarını okuyunca göğsümüz kabarıyor. Yine Müslüman bir hemşerimizle
karşılaşınca da sevinmesi ırkçılık değildir. Kendi ırkını dinimizin üstünde
tutmak, kendi milletinden olan gayrimüslimi başka milletten olan Müslümandan
üstün tutmak, ırkçılık olur.
Irkların meydana gelişi
Sual: Bütün insanlar, Hazret-i Âdemin neslinden geldiğine göre,
zenciler ve diğer ırkların nasıl meydana çıktığını açıklar mısınız?
CEVAP
Biyolojide modifikasyon denilen görünüş değişikliği yanında, mutasyon
denilen genlerde değişiklik olayı vardır. Beyaz insandan siyah, esmer veya sarı
insanların türemesi mümkündür. Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselamı yeryüzünün her tarafından alınan topraktan
yarattı. Bu sebeple neslinden, siyah, beyaz, esmer, kırmızı renkte olanlar
olduğu gibi, bu renkler arasında bulunanlar da oldu. Bazısı yumuşak, bazısı
sert, bazısı da halis ve temiz oldu.) [Ebu Davud]
Yaratılanı hoş gör Yaradan’dan ötürü
Sual: Yunus Emre’nin, (Yaratılanı hoş gör Yaradan’dan
ötürü) sözü için bazıları, (Türk olmayanları hoş göremeyiz)
diyorlar. Yunus Emre gibi, ırk farkı gözetmeden yetmiş iki milleti, insan
olarak değerlendirmek yanlış mıdır?
CEVAP
Yunus Emre gibi büyük zatların sözlerine hemen yanlış demek doğru olmaz. O
sözü ne maksatla söylediği anlaşılırsa yanlış olmadığı meydana çıkar.
Dinimizde ırk üstünlüğü yoktur. Bir hadis-i şerifte, (İnsanlar [insan
olarak] bir tarağın dişleri gibi eşittir) buyurulmuştur. (İbni
Lâl)
Bir milletin diğerinden üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvâ iledir. Bir
âyet-i kerime meali:
(Allah indinde en üstününüz, takvâda en ileri olanınızdır.) [Hucurat
13]
Bir hadis-i şerif:
(Arab’ın Acem’e, Acem’in Arab’a üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızının karaya,
karanın kırmızıya da üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine üstünlüğü
yoktur. Üstünlük ancak takvâ iledir.)[İbni Neccar] (Acem, Arap olmayan
demektir.)
Dinimiz, (Üstünlük takvâ iledir) buyururken, bunun aksini
söylemek bir Müslümana yakışmaz.
Bunun için kâfir de olsa, bir kimseden kendini üstün görmek caiz değildir.
Çünkü kâfir, Müslüman olup cennetlik olabildiği gibi, Müslüman da, Allah
korusun küfre düşüp Cehennemlik olabilir. Kâfire bu gözle bakarsak, kendimizi
ondan üstün bilemeyiz. Kâfir olduğu için sevmemek ayrıdır.