Cariye ve köle nedir?
Köle ve cariye nedir?
CEVAP
Cariye, kadın köle demektir. Köle de cariye de alınıp satılırdı. Mesela ilk
müezzin Bilal-i Habeşi hazretleri de bir köleydi. Köle, azat
edilince hür insan olurdu. Köle kadınların hukukî durumu hür kadınlardan
farklıydı. Hür kadının yüzü ve elleri hariç her yeri kapalı iken, cariyenin,
kol ve başı, dizden altı açık dursa günah olmazdı. Kölelik asırlardır olan bir
şeydir. İslamiyet’in bu husustaki hükümleri, Yunan ve Roma’da görülen
kölelikten çok farklıdır. Köleliği İslamiyet kurmamıştır. Üstelik her fırsatta
kölelerin azat edilmesini ve onlara iyi muamele yapılmasını emreder. Kur’an-ı
kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kölelere iyilik edin!) [Nisa 36]
(Yanlışlıkla bir adam öldürenin, bir köle azat etmesi gerekir.) [Nisa
92]
(Yemin kefareti için, on fakiri yedirmek veya giydirmek yahut bir köle azat
etmek gerekir.) [Maide 89]
(Bedel vererek kölelikten kurtulmak isteyenlerin bedellerini kabul
edin!) [Nur 33]
(Savaşta alınan esirlere iyilik edin veya fidye alarak bırakın!) [Muhammed
4]
Celaleyn tefsirinde, (İyilik edin demek, esirleri karşılıksız
olarak serbest bırakın demektir. Fidyeden maksat da, malla veya esirleri
değişmek sûretiyle serbest bırakın demektir) buyuruluyor. Savaşta alınan
esirler, fidyeyle de serbest bırakılmazsa, canımızı ve malımızı almaya gelen bu
düşmanlara, (İsterseniz köle olarak kalabilirsiniz) deniyordu. Kabul edenler de
köle oluyor. Böyle cana ve vatana kasteden bir düşmanı öldürmeyip, kendi
rızasıyla köle olarak kullanmak normal değil midir? Şimdi ülkeleri işgal
edilen, kültürleri erozyona uğratılan, yer üstü ve yer altı kaynakları
sömürülen milletler çoktur. Bugün ekmek parası için kölelik yapanlar az mı?
İslamiyet, normal insanı köle yapmıyor. Vatana, cana, mala ve namusa kasteden
düşman esir alındığında, öldürülmeyip, o da razı olursa köle oluyordu. Ayrıca
dinimiz, köleyi azat etmek için çeşitli yollar koymuş ve köle azat etmeyi
ibadet olarak bildirmiştir. Mesela Ramazan orucunu veya yeminini bozanın, bunun
kefareti olarak, varsa bir köle azat etmesi gerekir. Dinimizin köleye verdiği
hakkı, gayrimüslimler kendi halkına bile tanımıyor.
Zenci cariye Ümmi Eymen’in oğlu Üsame bin Zeyd, 18 yaşında, birlik
komutanı olmuştu. Babası Zeyd bin Harise de köleydi. Rum
ordusuyla savaşırken İslam ordusunun komutanıydı. Bu da, İslamiyet’in, ırk,
renk, zengin fakir, genç yaşlı ayırmayıp, liyakate önem verdiğini
göstermektedir.
Dinimizde kölenin hakkı çok mühimdir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Azat edilen kölenin her uzvu için, azat edenin o uzvu cehennemden azat
olur.) [Buhari]
(Kölelere yediğinizden yedirin, güç iş vermeyin ve onları hiç üzmeyin.) [Ebu
Davud]
(Kölesine kötü davranan Cennete giremez.) [Tirmizi]
(Köle günde 70 hata işlese de affedin!) [Ebu Davud]
(Cennete ilk girecek olanlar, şehitler, efendisine hizmet ve Rabbine ibadet
eden köleler ile kalabalık aileye malik olan iffet sahibi fakirlerdir.) [Tirmizi]
Bir batılı ilim adamının basında yer alan itirafı:
En önemli Ortadoğu uzmanlarından kabul edilen, Fransa’da Aix-en-Provence
Üniversitesi'nde Siyasi ve Kültürel Antropoloji dersi veren, Fransız siyaset
bilimcisi Bruno Etienne şöyle diyor:
“Osmanlı İmparatorluğundaki köleler, bugünün sözde özgür bireylerinden daha
çok özgürlüğe sahiptiler.” (Yeni Şafak, 21.10.2002)
Cariye hukuku
Sual: Cariye hukuku hakkında yeterli bilgi verilebilir mi? Cariye
nasıl oluyor? Cariye ile nikâhsız beraber olunabiliyor muydu?
CEVAP
Kadın köleye cariye denir. Bir âyet-i kerime meali:
(Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekte, onlara
haksızlık yapmaktan korkarsanız, onlarla değil de hoşunuza giden başka
kadınlarla ikişer, üçer ve dörder evlenebilirsiniz. Eğer aralarında
adaletsizlik yapmaktan korkarsanız, bir tane almalısınız ya da sahibi
olduğunuz [cariyeler]ile yetinmelisiniz. Sapmamanız için en uygun
olan budur.) [Nisa 3]
Cariye, savaşta düşmandan esir alınıp, Dar-ül-İslam’a
getirilmiş olan kâfir kadını demektir. Savaşta esir alınmayan bir insanı satmak
ve satın almak caiz değildir. (S. Ebediyye)
Dar-ül-harbde cariye olmaz. Savaşta düşmandan esir alınırsa cariye olur. (Dürer
ve Gurer)
Helal kılınmıştır
Cariye’ye mülk-i yemin denir ki, sağ elin mülkü
demektir. (İslam Ahlakı)
Sağ elin mülkü demek, meşru hak sahibi demektir. Yani istediği gibi
kullanmaya yetkisi vardır. Satabilir, hediye edebilir. Hürriyetine
kavuşturabilir. Hürriyetine kavuşturduktan sonra ise ancak nikâhla evlenebilir.
Köle ve cariye, mülk sahibi olamadığı için zekât ve hacdan muaftır. (Ş.
İslam Ans.)
Nisa suresinin, (Evli kadınlar da size haram kılındı. Sahip
olduğunuz cariyeler müstesna) mealindeki 24. âyeti, Eshab-ı kiramın,
kocaları bulunan, esir alınmış kadınlarla ilişki kurmaktan çekinmeleri
sebebiyle nazil olmuştur. (Sağ elinin malik olduğu cariyeleri) ifadesi
ile Allahü teâlâ, Resulullahın ümmetine mutlak olarak cariyeleri helal
kılmıştır. (Kurtubi)
Davud aleyhisselam 100 nikâhlı hanımı ve 300 cariyesi vardı. Oğlu Süleyman
aleyhisselam ise, 300 nikâhlı hanımı ve 700 de cariyesi olmuştur. (Kurtubi,
Şir’at-ül-İslam şerhi)
Bir erkeğin dört karısı ve bin cariyesi olsa, başka bir cariye satın almak
dileğinde biri onu kınasa, o kimsenin küfründen korkulur, çünkü yaptığı iş
meşrudur. Ama hanımını gücendirmemek için vazgeçerse sevaba girer. (Redd-ül-muhtar)
Osmanlı memleketlerinin büyük sülalelerinde, sultan hanımların çoğu
esirlerdendi. Kölesini kendine damat yapmış ve cariyesini nikâhla kendine zevce
edip, mal ve mülküne varis kılmış, binlerce Müslüman vardır. Bir Müslüman, köle
ve cariye satın aldığı zaman, onun yiyeceği, giyeceği ve diğer ihtiyaçları ve
muamelattaki hukukunun bütün mesuliyetleri hep bu kimseye ait olur. Köle ve
cariyesini yedirmek, içirmek, giydirmek ve gönlünü hoş tutmak mecburiyetindedir.
Onları asla dövemez, yapamayacakları iş veremez ve hakaret edemez.
İslamiyet’te, köle azat etmek en büyük ibadettir. Öyle büyük günahlar vardır
ki, ancak köle azat etmekle affolunur. (C. Veremedi)
Geçici haram olan kadınların yedincisi, hür kadınla evliyken, cariyeyle de
nikâhlanmaktır. Cariyeyle nikâhlıyken, hür kadınla da evlenmek caizdir.
Hanımından ve cariyesinden başka bir kadınla beraber olmak caiz değildir. (S.
Ebediyye)
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ dörde kadar kadını nikâhla almayı ve sayısız cariye kullanmayı
mubah etmiştir. (1/191)
Hadis imamlarından İmam-ı Taberani ve İmam-ı Beyheki şöyle bildiriyorlar:
Abdullah ibni Abbas hazretleri buyuruyor ki: Nisa suresinin (Analarınız,
kızlarınız… size haramdır) mealindeki 23. âyet-i kerime geldikten sonra,
müta nikâhı [para karşılığı geçici nikâh] haram edildi. Müminun suresinin (Ancak
hanımlarınız ve sahip olduğunuz cariyeleriniz helaldir) mealindeki 6.
âyet-i kerimesi, müta nikâhını haram ediyor, çünkü bu âyet-i kerime, yalnız zevcelerle
cariyelerin helal olup, başkalarının haram olduğunu bildiriyor. (Hucec-i
katiyye)
Dar-ül-harbde de, yani dünyanın her yerinde, Müslüman erkeğin, hanımından ve
kendi cariyesinden başka, Müslüman olsun veya kâfir olsun, bir kadınla ilişkiye
girmesi haramdır, büyük günahtır. Başkasının cariyesinin başına, kollarına,
ayaklarına bakmak caizse de, bunlarla da zina haramdır. Bugün, dünyanın hiçbir
yerinde, dine uygun cariye yoktur. (İ. Ahlâkı)
Cariye çeşitleri:
Ümm-i veled: Çocuğunun kendi efendisinden olduğunu söyleyen,
efendisinden çocuk doğurmuş cariye.
Müdebber: Hürriyetine kavuşması, efendisi tarafından kendisinin ölümü
şartına bağlı kılınan köle.
Mükatebe: Bir bedel karşılığında azat edilmek üzere efendisiyle
anlaşma yapmış olan köle.
Bir kimse, müdebbere cariyesini veya ümm-i
veledini azat etmeden kendisine nikâhlasa, bu nikâh sahih olmaz. (Mecmua-i
Zühdiye)
Müdebber cariye ile efendisinin cima etmesi caizdir. (Kurtubi)
Cariye gebe iken efendisi ölürse, doğurduğu azat olmaz. (Mebsut)
Bir kimse, kendi mükâtebe cariyesine defalarca cima etse, sadece bir mehir
lâzım gelir. (Hindiyye)
Mükâteb cariye satın alıp bunu kendisine nikâhlasa, bu nikâh sahih
olmaz. Eğer cima etmişse mehrini öder. (Kadıhan, Hindiyye)
Mükâteb, yani bir bedel karşılığında azat edilmek üzere efendisiyle
anlaşma yapmış olan köle veya cariyeyi, bir an önce hürriyetine kavuşturmak
için ona zekât verilebilir. Fakat bir kimse, kendi mükâteb köle veya cariyesine
zekât veremez, çünkü bunun faydası kendisine dönmüş olur. (B. İslam
İlm.)
Efendisinden çocuğu olan cariyeye ümm-i veled denir. Ümm-i
veled olan cariye diğer cariyeler gibi satılamaz ve hibe edilemez. Efendisi
vefat edince azat olur. (Nimet-i İslam)
Bir cariyeyi, hür olan bir kadının üzerine nikâhlamak caiz değildir. Müdebbere ve ümm-i
veled cariyenin nikâhları da, hür kadın üzerine caiz değildir. (Hindiyye)
Bir hadis-i şerif meali:
(Efendisinden çocuğu olan cariye, efendisi ölünce hür olur.) [İ.
Mace, Hâkim]
Cariyenin avret yeri
Erkek, kendi cariyesinin bütün bedenine bakabilirse de, başkasının
cariyesinin yalnız yüzlerine, başlarına, göğüslerine, kol ve baldırlarına,
saçlarına bakabilir. (Müslim şerhi)
Bir hadis-i şerif meali:
(Satın alacağı cariyenin avret yeri hariç, her yerine bakmak caizdir.) [Beyhekî]
Erkek, hanımına ve cariyesinin de baştan aşağı her yerine bakabilir. (Rıyad-ün-nasihin)
Bir hadis-i şerif meali:
(Hanımından ve cariyenden başkasına avret yerini gösterme!) [Tirmizî,
Ebu Davud, İbni Mace]
Kadının kocasının, cariyenin de efendisinin avretine bakması aynı şekilde
caizdir. (Kurtubi)
Cariyenin avret yeri, erkeğinki gibi olup, sırtı ve karnı da avrettir.
Cariyenin, kadın olan efendisinin göbeğiyle dizi arasına bakması ve dokunması
haramdır. (Tergib-üs-salat)
Bir hadis-i şerif meali:
(Cariyenin avret mahalli dizleri ile göbek arasıdır.) [Beyhekî]
Mümin bir kadının, kendisinin cariyesi olması hali müstesna müşrik bir
kadının önünde bedeninin herhangi bir tarafını açması helâl değildir. (Kurtubi)
Bir hadis-i şerif meali:
(Şarkıcı cariye alıp satmayın, parası haramdır.) [Beyhekî]
Ebu Bekr bin el-Arabîye göre kişinin kendi cariyesinin söylediği şarkıyı
dinlemesi caizdir. (Kurtubi)
Cariyelerin Resulullahın evinde şarkı söylemeleri, seslerinin avret
olmadığını göstermektedir. (İhya)
Cariyenin sesinin, hür kadınlar gibi haram olduğunu bildiren âlimler de vardır. (İbni
Abidin)
Cariye saçları ve kolları açık olarak namaz kılabilir. (Hindiyye)
Nikâhla ilgili hükümler
Haramdan kaçınmak nikâhsız da mümkün olur. Cariye alırsa nikâh
gerekmez. (Redd-ül-muhtar)
Cariyelik bağı, nikâh bağından daha kuvvetlidir. Kuvvetli varken zayıfa
bakılmaz. (El İhtiyar)
Nikâhla cariye bir araya gelemez. Nikâhlı olan bir kimse, karısını cariye yani
mülk edinemez. Aksi de böyledir. Yani bir kimse, cariyesini nikâhlayamaz. (Redd-ül-muhtar)
(Sahip olduğunuz mümin cariyelerinizden) demek, başkasının cariyesi
ile evlenmek içindir. Kişinin kendisine ait cariye ile nikâhlanmasının caiz
olmadığı hususunda sözbirliği vardır. (Kurtubi)
Bir hadis-i şerif meali:
(Cariyesini azat ettikten sonra, onunla evlenen kimse için iki ecir
vardır.) [Taberani]
Biriyle yapılan nikâh akdi, mülkiyeti altında bulunan cariye ile cima
etmeyi haram kılar. (Kurtubi)
Hür kadın üzerine, cariyeyi nikâhlamak caiz değildir. Önce cariyeyi
nikâhlayıp, sonra da hür kadını nikâhlarsa, ikisinin de nikâhı sahih
olur. (Hindiyye, Nimet-i İslam)
Hür kadınla evlendikten sonra edinilen cariyeyle, onu nikâhlamadan cima etmek
caizdir, ama hür kadın üzerine nikâhla cariye almak caiz değildir. (Redd-ül-muhtar)
Efendisi cariyesini başka bir erkekle evlendirse, efendisi artık
cariyesiyle birlikte olamaz. Bu hak, kocasına aittir. (Nimet-i İslam)
Eğer erkek, cima ettiği cariyenin kız kardeşini nikâhlasa nikâh sahih olur,
fakat nikâh edilenle cima edilenden birini kendisine haram kılmadıkça,
hiçbiriyle cinsi münasebette bulunamaz. (Dürer)
Kardeş olan iki cariyesiyle de cima etmiş olan şahıs, birini kendisine
haram etmedikçe, diğeriyle cima yapamaz. (Kadıhan, Hindiyye)
Bir kimse, cima etmiş olduğu cariyesinin kız kardeşini kendisine
nikâhlarsa, bu nikâh sahih olur, ancak artık cariyesi ile cima edemez. (Hindiyye,
Bahr-ür-râık)
Cariyesiyle cima edenin, cariyenin kız kardeşiyle evlenmesi caiz
değildir. (Kurtubi)
Esir alınan cariye hamile ise, doğuruncaya kadar cima edilmez. (Şir’at-ül-İslam
şerhi)
Azat etmedikçe, efendisinin cima ettiği cariyesini nikâhlaması caiz
olmaz. (Mecmua-i zühdiye)
Bir kimse, nikâhladığı bir cariyeyi de, iki talâkla boşadıktan sonra geri
alamaz. Alırsa, bu cariyenin nikâhı helal olmadığı gibi, cariyesi olduğu halde,
cima etmesi de helal olmaz. (Kadıhan, Hindiyye)
Efendisinin izni olmadan evlenmiş bulunan bir cariyeyle, efendisi cima etse
veya onu şehvetle öpse, efendisi bu cariyenin nikâhlandığını bilsin bilmesin,
cariyenin nikâhı fesh olmuş olur. (Hindiyye)
Bir kimse, dört cariyesinden birini azat etse, hangisini azat ettiğini
bilemese, sonra bu cariyeyle nikâhlansa, onunla cima yapmasında bir sakınca
yoktur. Çünkü eğer o, azat edilmişse yani hür ise, aralarındaki nikâh sahihtir.
Eğer azat etmediği cariye ise, mülkü olması bakımından, o yine kendisine
helaldir. (Mebsut, Hindiyye)
Bir kişi bir cariye satın alır, ona dokunur yahut öperse, babasına da,
oğluna da haram olur. (Kurtubi)
Efendisi köleye bir cariyeyi mülk olarak verecek olursa, köle de kendi mülkü
olduğu için, o cariye ile cima edebilir, çünkü kendi mülküdür. (Kurtubi)
Dört mezhepte de, cariyeyi mülk edinenin, istibrâdan yani bir hayz görmesinden
önce cima etmiş olsa da, satması caizdir. (Mizan-ül-kübra)
Ganimet ehlinin, paylaşmadan önce, esir alınan cariyelerden birine cima etmesi
caiz olmaz. (Mizan-ül-kübra)
Üç imama göre, satanın, muhayyerlik müddeti içinde cariyeyle cima etmesi
caiz olup, satın alanınki caiz değildir. İmam-ı Ahmed’e göre ise, satanın da,
alanın da cima etmesi caiz değildir. (Mizan-ül-kübra)
Müslümanın, mülkünde olan Yahudi ve Hristiyan cariyeyle cima etmesi
caizdir. (Rıyad-ün-nasihin)
Mecusi ve putperest olan cariyeyi nikâh etmek caiz olmaz. (Hindiyye)
Erkek köle
Sual: Eskiden erkeklerin kadın kölesi olduğu gibi, kadınların da erkek
kölesi oluyormuş. Peki, dul bir kadının, erkek kölesiyle evlenebilme imkânı var
mıydı?
CEVAP
Hayır, kölelikten azat etmeden onunla evlenemez. Kölesi bulunduğu sürece
efendisi olan hanımla evlenmesi, aynen enişteyle evlenmesi gibi haramdır.
Efendisi olan kadın, onu azat ederse, evlenebilir. Enişte de, baldızın ablasını
boşarsa veya hanımı ölürse, baldızıyla evlenebilir.
Açık kadın cariye değildir
Sual: (Açık gezen kadın, cariye hükmündedir) diyenler
oluyor. Cariye hükmünde olmak, cariyenin hakkına sahip olmak demek değil midir?
O zaman, açık gezen kadınların, tesettüre riayet etmemeleri günah olmuyor mu?
CEVAP
İmanı varsa elbette günah olur. İkincisi, günümüzde cariye yoktur. Müslüman
bir kadın, (Ben cariye hükmündeymişim, açık giyinebilirim) diyemez.
Saç, kol ve bacaklarını açarsa günaha girer. Cariye, namazlarını başı, kolu
açık kılabildiği hâlde, günümüzdeki hür kadınlar, namazlarını böyle açık
kılamaz.
Mürted veya kâfir bir kadının, açık saçık gezmesi günah değildir. Hattâ onlara
hiçbir şey günah değildir. Âhirette onlar, günahlarından dolayı değil,
inanmadıklarından dolayı sorguya çekilir. İmansızlığın cezası da, sonsuz
Cehennemdir. İman sahibi Müslümanlara ise, iğneden ipliğe her şey sorulur.
Her Müslümanın fıkhın dört kısmını, dar-ül-harbde de ahkâm-ı İslamiyye’ye uygun
yapması lazımdır. Mesela, kâfir ve mürted kadınların avret yerlerine,
başlarına, kollarına, bacaklarına bakmak, dar-ül-harbde de haramdır. (S.
Ebediyye)
S. Ebediyye’deki bu hüküm, kâfir ve mürted kadınlarla, açık saçık gezen
kadınların, cariye hükmünde olmadıklarını açıkça bildirmektedir. Çünkü
cariyenin saçlarına, kollarına bakmak günah değildir. Bunlara bakmak günah
olduğuna göre, onların cariye hükmünde olmadıkları pek açıktır.
Yine S. Ebediyye’de zayıf bir kavil olarak şunlar bildirilmektedir:
Halife Hazret-i Ömer, bir çalgıcı, şarkıcı kadına kırbaçla vurdu. Başörtüsü
açıldı. (Allahü teâlânın haram ettiği şeye önem vermeyen kimse, İslam
şerefini kaybetmiştir) buyurdu. Kadı Ebu Bekr-i Belhî, nehir kenarında
başları ve kolları açık kadınların yanından geçerken, (Onlar kıymetsiz,
hürmetsiz kadınlardır. İmanları olduğu şüphelidir. Dâr-ül-harb’deki kâfir
kadınları gibidir) buyurdu. Kâfir gibi olan, mürted kadınlar, zâhir haberlere
göre, dâr-ül-İslâm’da cariye olarak kullanılmaz. Nevadir haberlerine göre,
dar-ül-İslam’da cariye olurlarsa da, mürted kadının, kocasına verilmesi için
böyle yapılabilir. Çünkü nevadir haberleri zayıftır, güvenilemez. Ancak faydalı
olduğu hâllerde kullanılabilir. Nevadir haberleri kullanılsa bile, İslamiyet’e
önem vermeyen kadınların, İslam şerefini kaybedeceklerini, bunların dar-ül-İslam’da [İslamî
hükümlerle idare edilen ve halifesi olan Müslüman ülkelerde] cariye gibi
hürmetsiz, aşağı olup başlarına, kollarına şehvetsiz bakmanın caiz olacağını
gösterir. (S. Ebediyye)
Şimdi dünyada dâr-ül İslam olan ülke yoktur. Bu bakımdan kâfir kadınları İslam
ülkesine cariye olarak getirilemez. Sonuç olarak açık kadınlara dünyanın her
yerinde ihtiyaçsız bakmak günahtır.
Nevadir haberleri zayıftır. Zaruret olmadıkça, bunlarla fetva verilmez. Bundan
başka mürted kadın, nevadir haberlerine göre, dâr-ül-İslam’da cariye olacağı
için, bunun kollarına, başına bakmanın caiz olması, bunun mülk edilerek vaty
edilmesine sebep olmaz. Dâr-ül-İslam’daki genel ev kadınları da, böyle
hürmetsiz iseler de, mülk olmaz, vatyleri zina olur. Dâr-ül-harbdeki kâfir bir
kadın, dâr-ül-İslam’a [esir olarak] getirilmedikçe, cariye olamaz. (İslam
Ahlakı)
Dünyada dar-ül-İslâm ülkesi olsa da, kâfir kadını oraya esir olarak getirmek
gerekir. Böyle bir şey dünyada olmadığına göre, (Açık gezen kadın cariye
hükmündedir, o kadına bakmak günah olmaz) demenin çok yanlış olduğu
meydandadır. Bilerek veya bilmeyerek insanları günaha sokmak için söylenmiş bir
sözdür.