►İnsanlardan Uzak Yaşamak Hakkında / Hadis
İnsanlardan Uzak Yaşamak
Riyâzus Sâlihîn / İmâm Nevevî
BÖLÜM: -17-
İnsanlardan Uzak Yaşamak hakkında sahih hadis-i şerifler...
598. Sa’d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle
buyururken dinledim, dedi:
“Allah Teâlâ müttakî, gönlü zengin, kendi halinde işiyle ve ibadetiyle uğraşan kulunu sever. ”
Müslim, Zühd 11
599. Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir sahâbî:
– Yâ Resûlallah! Hangi insan daha değerlidir?
diye sordu.
Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Canıyla, malıyla Allah yolunda savaşan
mü’min” buyurdu. O sahâbî:
– Sonra kimdir? diye sordu.
Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Dağ aralarına çekilip Rabbine ibadet eden
kimse” buyurdu.
Bir başka rivayete göre ise:
“Allah’a karşı gelmekten sakınan ve kimseye zararı dokunmayan adam” buyurdu.
Buhârî, Cihâd 2, Rikak 34; Müslim, İmâre 122, 123. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 5; Tirmizî, Fezâilü’l–cihâd 24; Nesâî, Cihâd 7; İbni Mâce,
Fiten 13
600. Yine Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Pek yakında müslümanın en hayırlı malı, dinini
fitnelerden korumak için yanına alıp dağ
başlarına ve otlak yerlere gideceği koyun olacaktır. ”
Buhârî, Îmân 12, Bed’ü’l–halk 15, Menâkıb 25, Rikak 34, Fiten 14. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Fiten 4, Nesâî, Îmân 30, İbni Mâce, Fiten 13
601. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi
ve sellem:
– “Allah Teâlâ’nın gönderdiği her peygamber mutlaka
koyun gütmüştür” buyurdu. Bunun
üzerine sahâbîleri:
– Sende mi güttün, yâ Resûlallah? diye sordular.
Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Evet, Mekkelilerin koyunlarını Karârît mevkiinde güderdim” buyurdu.
Buhârî, İcâre 2, Enbiyâ 29, Et’ıme 50. Ayrıca bk. İbni Mâce, Ticâret 5
602. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“En hayırlı geçim yolunu tutanlardan biri, Allah
için savaşmak üzere atının dizginlerine yapışan
kimsedir. O kimse savaşa çağıran veya yardım
isteyen bir ses duyunca, ölümü göze alıp atının
sırtında o yana doğru uçar veya ölümün kol
gezdiği yerlere dalar.
Yahut bir tepenin başında veya bir vâdinin
içinde koyunlarını otlatan kimsedir. Bu zât namazını
kılar, zekâtını verir, ölünceye kadar Rabbine ibadet eder ve insanlara hep iyilik yapar. ”
Müslim, İmâret 125. Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 13
603. İyâz İbni Himâr radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ bana: O kadar mütevâzi olun ki,
kimse kimseye böbürlenmesin; kimse kimseye
zulmetmesin, diye bildirdi. ”
Müslim, Cennet 64. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 40; İbni Mâce, Zühd 16, 23
604. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
“Sadaka vermekle mal eksilmez. Allah Teâlâ
affeden kulunun değerini artırır. Allah rızâsı için
alçak gönüllü olanı Allah yüceltir. ”
Müslim, Birr 69. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 82
605. Enes radıyallahu anh çocukların yanından geçerken onlara selâm verdi ve:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de çocuklara böyle selâm verirdi, dedi.
Buhârî, İsti’zân 15; Müslim, Selâm 15. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 136; Tirmizî, İsti’zân 8; İbni Mâce, Edeb 14
606. Yine Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Medineli bir adamın hizmetçisi Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem’in elinden tutar, onu istediği
yere kadar götürürdü.
Buhârî, Edeb 61. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 16
607. Esved İbni Yezîd şöyle dedi:
Hz. Âişe’ye:
– Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem evinde
ne yapardı? diye sordular.
O da şu cevabı verdi:
– Ailesinin hizmetinde bulunurdu. Namaz vakti gelince de namaza giderdi.
Buhârî, Ezân 44, Nefekât 8, Edeb 40. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 45
608. Ebû Rifâ’a Temîm İbni Üseyd radıyallahu anh
şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hutbe
okurken yanına vardım ve:
Yâ Resûlallah! Dinini bilmeyen bir garip geldi.
Dinini sorup öğrenmek istiyor, dedim.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana
dönüp baktı. Hutbeyi kesip yanıma geldi. Hemen ona bir
sandalye getirdiler. Üzerine oturdu ve Allah
Teâlâ’nın kendisine öğrettiği bazı şeyleri bana öğretmeye
başladı. Sonra tekrar hutbesine dönerek konuşmasını tamamladı.
Müslim, Cum’a 60. Ayrıca bk. Nesâî, Zînet 122
609. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine
göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem yemek yediği zaman üç parmağını da
yalardı ve bu konuda şöyle buyururdu:
“Herhangi birinizin lokması yere düştüğü zaman,
bulaşan şeyi temizleyip lokmayı yesin. Onu
şeytana bırakmasın. ”
Resûl–i Ekrem tabağın sıyrılmasını emrederek:
“Zira bereketin yemeğin neresinde bulunduğunu bilemezsiniz” buyurdu.
Müslim, Eşribe 136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Et’ıme 49; Tirmizî, Et’ıme 11
610. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine
göre Peygamber sallallahu aleyhi
ve sellem:
– “Allah Teâlâ’nın gönderdiği her peygamber
mutlaka koyun gütmüştür” buyurdu.
Bunun üzerine sahâbîleri:
– Sende mi güttün, yâ Resûlallah? diye sordular.
Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Evet, Mekkelilerin koyunlarını Karârît mevkiinde güderdim” buyurdu.
Buhârî, İcâre 2, Enbiyâ 29, Et’ıme 50. Ayrıca bk. İbni Mâce, Ticâret 5
611. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Eğer paça veya kürek eti yemeğe davet edilsem,
derhal giderim. Şayet bana kürek veya paça
hediye edilse, hemen kabul ederim. ”
Buhârî, Hibe 2, Nikâh 73; Müslim, Nikâh 104
612. Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah’ın devesi Adbâ, yarışta birinciliği
başkasına vermezdi; yahut yarışı başkasına kolay kolay
bırakmazdı. Bir gün binek devesine binmiş bir
bedevi geldi ve yarışta onu geçti. Bu durum
müslümanlara pek ağır geldi. Bu hali farkeden
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dünyada yükselen bir şeyi alçaltmak, Allah’ın değişmez kanunudur. ”
Buhârî, Cihâd 59, Rikak 38. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 8; Nesâî, Hayl 14
614. Seleme İbni Ekva’ radıyallahu anh şöyle dedi:
Adamın biri Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in yanında sol eliyle yemek yiyordu. Resûl–i
Ekrem ona:
– “Sağ elinle ye!” buyurdu. Adam:
– Yapamıyorum, diye cevap verdi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem adama:
– “Yapamaz ol!” buyurdu.
Seleme’nin dediğine göre adam kibirinden dolayı
böyle söylemişti. Resûlullah’ın bedduasını alınca,
elini ağzına götüremez oldu.
Müslim, Eşribe 107
615. Hârise İbni Vehb radıyallahu anh Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle
buyururken dinledim, dedi:
“Size cehennemliklerin kimler olduğunu
söyleyeyim mi? Katı kalbli, kaba, cimri ve kurularak
yürüyen kibirli kimselerdir. ”
Buhârî, Eymân 9, Tefsîru sûre (68), 1, Edeb 61; Müslim, Cennet 47. Ayrıca bk. Tirmizî, Cehennem 13; İbni Mâce, Zühd 4
616. Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Cennet ile cehennem münakaşa ettiler.
Cehennem:
– Bende zorbalar ve kibirliler var, dedi.
Cennet:
– Bende yalnız zayıflar ve yoksullar var, dedi.
Bunun üzerine Allah Teâlâ onların çekişmesini
şöyle halletti:
– Ey cennet! Sen benim rahmetimsin, dilediğime
seninle merhamet ederim.
Ey cehennem! Sen de benim azâbımsın. Dilediğime
seninle azâb ederim. Ben her ikinizi de
dolduracağım. ”
Müslim, Cennet 34; Buhârî, Tefsîru sûre (50), 1, Tevhid, 25. Ayrıca bk. Tirmizî, Cennet 22
617. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
“Böbürlenerek elbisesini yerde sürüyen kimsenin
suratına Allah Teâlâ kıyamet gününde
bakmaz. ”
Buhârî, Libâs 1, 2, 5, Fezâilü’s–sahâbe 5; Müslim, Libâs 42–48. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 25–27; Tirmizî, Libâs 8–9; İbni Mâce, Libâs
6, 9
618. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ kıyamet gününde üç kişiyle
konuşmaz, onları temize çıkarmaz, suratlarına bile
bakmaz; üstelik onlar korkunç bir azâba
uğrarlar.
Bunlar; zina eden ihtiyar, yalan söyleyen hükümdar, kibirlenen fakirdir. ”
Müslim, Îmân 172. Ayrıca bk. Tirmizî, Cennet 25; Nesâî, Zekât 75, 77
619. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle dedi:
“Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
Yücelik ve kudret (izzet) benim izârım, büyüklük
de benim ridâm sayılır. Bunlardan biri
kendisinde de varmış gibi davranan olursa, onun cezasını veririm. ”
Müslim, Birr 136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 26; İbni Mâce, Zühd 16
620. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Vaktiyle kendini beğenmiş bir adam güzel
elbisesini giymiş, saçını taramış, çalım satarak
yürüyordu. Allah Teâlâ onu yerin dibine
geçiriverdi. O şahıs kıyamete kadar debelenerek yerin
dibini boylamaya devam edecektir. ”
Buhârî, Enbiyâ 54, Libâs 5; Müslim, Libâs 49, 50. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 47; Nesâî, Zînet 101
621. Seleme İbni Ekva’ radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Bir kimse kibirlene kibirlene sonunda zalimler
grubuna kaydedilir. Böylece zalimlere verilen
ceza ona da verilir. ”
Tirmizî, Birr 61
622. Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların en güzel ahlâklısı idi.
Buhârî, Edeb 112; Müslim, Mesâcid 267, Edeb 30. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 1; Tirmizî, Birr 69
623. Yine Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Ben Resûlullah’ın ellerinden daha yumuşak ne bir
atlasa ne de bir ipeğe dokundum.
Resûlullah’ın kokusundan daha hoş bir râyiha
koklamadım.
Resûlullah’a tam on yıl hizmet ettim. Bana bir
defa bile “öf!” demedi. Yaptığım bir şeyden dolayı
“Niye böyle yaptın?”, demediği gibi, yapmadığım
bir şey sebebiyle “Şöyle yapsan olmaz mıydı?” da
demedi.
Buhârî, Savm 53, Menâkıb 23; Müslim, Fezâil 82
624. Sa’b İbni Cessâme radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bir
yaban eşeği hediye etmiştim. Fakat Resûlullah onu kabul
etmeyip bana geri verdi. Yüzüme bakıp da
üzüldüğümü görünce:
“Hediyeni ihramda olduğumuz için almadık” buyurdu.
Buhârî, Cezâü’s–sayd 6, Hibe, 6, 17; Müslim, Hac 50–54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Menâsik 40; Tirmizî, Hac 26; Nesâî, Menâsik 79; İbni
Mâce, Menâsik 92
625. Nevvâs İbni Sem’ân radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e iyilik
ve kötülüğün ne olduğunu sordum. Buyurdu ki:
“İyilik güzel ahlâktan ibarettir.
Günah ise kalbini tırmalayıp durduğu halde insanların bilmesini istemediğin şeydir. ”
Müslim, Birr 14, 15. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 52
626. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ
şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in
sözlerinde ve hareketlerinde hiçbir çirkinlik bulunmadığı
gibi, çirkin olan hiçbir şeye de özenmezdi.
Şöyle buyururdu:
“Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır. ”
Buhârî, Menâkıb 23, Fezâilü ashâbi’n–nebî 27, Edeb, 38–39; Müslim, Fezâil 68. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 47, 69
628. Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:
– İnsanları cennete en fazla götürecek şey
nedir? diye soruldu.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
– “Allah’a saygı (takvâ) ve güzel ahlâktır”
buyurdu.
– İnsanları cehenneme en fazla götürecek şey
nedir? diye sorulunca da:
– “Ağız ve cinsel organdır” buyurdu.
Tirmizî, Birr 62. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 29
629. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
“Mü’minlerin iman bakımından en mükemmeli, huyu
en iyi olanıdır. Hayırlınız, kadınlarına
karşı hayırlı olanlardır. ”
Tirmizî, Radâ’ 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünne, 15; İbni Mâce, Nikâh 50
630. Âişe radıyallahu anhâ Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken
dinledim, dedi:
“Bir mü’min, güzel ahlâkı sayesinde, gündüz oruç
tutup gece namaz kılan kimselerin derecesine
ulaşır. ”
Ebû Dâvûd, Edeb 7. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 62
631. Ebû Ümâme el–Bâhilî radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Haklı bile olsa çekişip didişmeyen kimseye
cennetin kenarında bir köşk verileceğine ben
kefilim.
Şakadan bile olsa yalan söylemeyen kimseye
cennetin ortasında bir köşk verileceğine kefilim.
İyi huylu kimseye de cennetin en yüksek yerinde bir köşk verileceğine kefilim. ”
Ebû Dâvûd, Edeb 7. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 58; İbni Mâce, Mukaddime 7
632. Câbir ibni Abdullah radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İyi huylu olanlarınız, içinizde en çok sevdiğim
ve kıyamet günü bana en yakın mesafede
bulunacak kimselerdir. Güzel sohbet ediyor
dedirmek için uzun uzun konuşanlar, sözünü
beğendirmek için avurdunu şişire şişire laf
edenler ve bilgiçlik etmek için lugat paralayanlar ise
en sevmediğim ve kıyamet günü bana en uzak
mesafede bulunacak kimselerdir. ”
Ashâb–ı kirâm:
– Yâ Resûlallah! Güzel sohbet ediyor dedirmek
için uzun uzun konuşanları, sözünü beğendirmek için
avurdunu şişire şişire laf edenleri biliyoruz.
Fakat bilgiçlik taslamak için lugat paralayanlar
(mütefeyhik) dediğiniz kimlerdir? diye
sorduklarında:
– “Kibirlenen kimselerdir” cevabını verdi.
Tirmizî, Birr 71
633. İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem Abdülkaysoğullarından Eşecc’e:
“Sende Allah’ın sevdiği iki özellik vardır: Yumuşak huyluluk ve ihtiyatkârlık” buyurdu.
Müslim, Îmân 25, 26. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 149; Tirmizî, Birr 66; İbn; Mâce, Zühd 18
634. Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine
göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ kullarına lutufkârdır. Onlara her işte kolaylık gösterilmesine memnun olur. ”
Buhârî, İstitâbe 4, İsti’zân 22, Edeb 35; Müslim, Birr 48, Selâm 10. Ayrıca bk. Tirmizî, İsti’zân 12; İbni Mâce, Edeb 9
635. Yine Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre
Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ kullarına lutufkârdır. Onlara
kolaylık gösterilmesine memnun olur. Zorluk
çıkaranlara ve başkalarına vermediği başarıyı ve sevabı, kolaylık gösterenlere verir. ”
Müslim, Birr 77. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 10; İbni Mâce, Edeb 9
636. Yine Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre
Peygamber aleyhisselâm şöyle
buyurdu:
“Nerede kolaylık varsa, orada güzellik vardır. Kolaylığın bulunmadığı her şey çirkindir. ”
Müslim, Birr 78. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 10
637. Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Bedevînin biri Mescid–i Nebevî’de küçük abdestini
bozmuştu. Sahâbîler onu azarlamaya kalkıştı.
Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Adamı kendi haline bırakın. Abdest bozduğu yere
bir kova (veya büyük bir kova) su dökün.
Siz kolaylık göstermek için gönderildiniz, zorluk çıkarmak için değil. ”
Buhârî, Vudû’ 58, Edeb 80. Ayrıca bk. Müslim, Tahâret, 98–100; Ebû Dâvûd, Tahâret 136; Tirmizî, Tahâret 112; İbni Mâce, Tahâret 78
638. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre
Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
“Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, ürkütmeyiniz. ”
Buhâr, İlim 11, Edeb 80, Cihâd 164; Müslim, Cihâd 6–7. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 17
639. Cerîr İbni Abdullah radıyallahu anh, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle
buyururken dinledim, dedi:
“Yumuşak davranamayan kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış sayılır. ”
Müslim, Birr 74–76. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 10; Tirmizî, Birr 67; İbni Mâce, Edeb 9
640. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine
göre bir adam Peygamber
sallallahu aleyhi ve sellem’e:
– Bana öğüt ver, dedi. O da:
– “Kızma!” buyurdu.
O zât isteğini birkaç defa tekrarladı.
Resûl–i Ekrem de her defasında “Kızma!” buyurdu.
Buhârî, Edeb 76. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 73
641. Ebû Ya’lâ Şeddâd ibni Evs radıyallahu anh’den
rivayet edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah Teâlâ her varlığa iyi davranılmasını
emretmiştir. Öyleyse canlı bir varlığı öldürmeniz
gerektiğinde, bu işi can yakmayacak şekilde
yapın. Bir hayvanı boğazlayacağınız zaman, ona
eziyet vermeyecek güzel bir şekilde kesin. Bu
işi yapacak olan kimse bıçağını iyice bilesin,
hayvana acı çektirmesin. ”
Müslim, Sayd 57. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edâhî 11; Tirmizî, Diyât 14; Nesâî, Dahâyâ 22, 26, 27; İbni Mâce, Zebâih 3.
642. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem iki
şeyden birini yapma konusunda serbest bırakıldığı zaman,
günah olmadığı takdirde mutlaka onların en
kolayını seçerdi. Yapılacak şey günah ise, ondan en uzak
duran kendisi olurdu. Allah’ın yasakları çiğnenmediği sürece şahsı adına hiçbir şeyden dolayı intikam
almamış; Allah’ın yasağı çiğnenmişse, onun cezasını mutlaka vermiştir.
Buhârî, Menâkıb 23, Edeb 80, Hudûd 10; Müslim, Fezâil 77, 78. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 4
643. İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
“Cehenneme kimin girmeyeceğini veya cehennemin
kimi yakmayacağını size haber vereyim mi?
Cana yakın olan, herkesle iyi geçinen, yumuşak
başlı olup insanlara kolaylık gösteren kimseleri
cehennem yakmaz. ”
Tirmizî, Kıyâmet 45
644. Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine
göre bir gün Peygamber aleyhisselâm’a:
– Uhud Gazvesi’nin yapıldığı günden daha zor bir
gün yaşadın mı? diye sordu.
Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
cevap verdi:
– “Evet, senin kavminden çok kötülük gördüm. Bu
kötülüklerin en fenası, onların bana Akabe
günü yaptığıdır. Tâifli Abdükülâl’in oğlu İbni
Abdüyâlîl’e sığınmak istemiştim de beni kabul
etmemişti. Ben de geri dönmüş derin kederler
içinde yürüyüp gidiyordum. Karnüsseâlib’e
varıncaya kadar kendime gelemedim. Orada başımı
kaldırıp baktığımda, bir bulutun beni
gölgelediğini gördüm. Dikkatlice bakınca,
bulutun içinde Cebrâil aleyhisselâm’ı farkettim.
Cebrâil bana seslenerek:
– Allah Teâlâ kavminin sana ne söylediğini ve
seni himâye etmeyi nasıl reddettiğini duymuştur.
Onlara dilediğini yapması için de sana Dağlar
Meleği’ni göndermiştir, dedi.
Bunun üzerine Dağlar Meleği bana seslenerek
selâm verdi. Sonra da:
– Ey Muhammed! Kavminin sana ne dediğini Cenâb–ı
Hak işitti. Ben Dağlar Meleği’yim. Ne
emredersen yapmam için Allah Teâlâ beni sana gönderdi.
Ne yapmamı istiyorsun? Eğer dilersen
şu iki dağı onların başına geçireyim, dedi. O
zaman:
– Hayır, ben Cenâb–ı Hakk’ın onların soylarından
sadece Allah’a ibadet edecek ve O’na hiçbir
şeyi ortak koşmayacak kimseler çıkarmasını dilerim, dedim. ”
Buhârî, Bed’ü’l–halk 7; Müslim, Cihâd 111
645. Yine Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Allah
yolunda savaşma hali dışında, ne bir kadına ne bir
hizmetçiye, kısacası hiçbir kimseye eliyle
vurmadı. Kendisine fenalık yapan kimseden intikam almaya
kalkmadı. Yalnız Allah’ın yasak ettiği şeyler
çiğnenince, o yasağı çiğneyenden Allah adına intikam
alırdı.
Müslim, Fezâil 79. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 4; İbni Mâce, Nikâh 51
646. Enes radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile
beraber yürüyordum. Üzerinde Necran kumaşından yapılmış,
kenarları sert ve kalın bir hırka vardı. Bir
bedevî Resûl–i Ekrem’e yetişerek hırkasını sertçe çekti.
Hırkanın boynuna gelen kısmına baktım, bedevînin
sertçe çekmesinden dolayı hırkanın kenarı
boynuna oturmuştu. Daha sonra bedevî:
– Ey Muhammed! Elinde bulunan Allah’a ait
mallardan bana da verilmesini söyle, dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bedevîye
dönüp güldü. Sonra da ona bir şeyler verilmesini
emretti.
Buhârî, Humüs 19, Libâs 18, Edeb 68; Müslim, Zekât 128. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 1; Nesâî, Kasâme, 24; İbni Mâce, Libâs 1
647. Abdullah İbni Mes’ûd radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in,
peygamberlerden birinin halini anlatışı hâlâ gözümün
önündedir. O peygamberi kavmi dövüp kanlar
içinde bırakmışlardı. O bu haldeyken bile yüzündeki
kanları silerken şöyle diyordu:
“Allah’ım kavmimi bağışla! Çünkü onlar doğruyu bilmiyorlar. ”
Buhârî, Enbiyâ 54, İstitâbetü’l–mürteddîn 5; Müslim, Cihâd 105. Ayrıca bk. İbni Mâce, Fiten 23
648. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet
edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
“Yiğit dediğin, güreşte rakibini yenen kimse
değildir; asıl yiğit kızdığı zaman öfkesini yenen
adamdır. ”
Buhârî, Edeb 76; Müslim, Birr 107, 108