Kalbin, gönlün hasta olması
01/02/2020 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
Kalbin hastalığı, Hak teâlâdan başkasına tutulması, bağlanmasıdır.
Sual: Din kitaplarinda kalb, gönül hastalığından bahsediliyor, bu nasıl bir
hastalıktır ve tedavisi nasıl olur?
Cevap: Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Tabipler diyor ki: Hasta perhiz yapmalıdır. İyi olmadan önce ona gıda
iyi gelmez. Yağlı kuş eti bile böyledir. Hatta hastalığını arttırır. Hastanın
yediği hastalığı arttırır!
Bunun için, önce hastayı iyi etmeyi düşünmek lazımdır. Bundan sonra, uygun
gıda vererek, eski kuvvetli hâline kavuşturulması düşünülür.
Bunun gibi, (Kalplerinde hastalık vardır) meâlindeki
âyet-i kerimede bildirilen kalp hastalığına yakalanmış olanların hiçbir
ibadeti ve taati fayda vermez, belki zarar verir. (Çok Kur’ân-ı
kerim okuyanlar vardır ki, Kur’ân-ı kerim bunlara lanet eder) hadis-i
şerifi meşhurdur. (Çok oruç tutanlar vardır ki, onun oruçtan kazancı,
yalnız açlık ve susuzluktur) hadis-i şerifi de sahihtir.
Kalp hastalıklarının mütehassısları olan tasavvuf büyükleri de, önce
hastalığın giderilmesi için yapılacak şeyleri emir buyururlar. Kalbin
hastalığı, Hak teâlâdan başkasına tutulması, bağlanmasıdır. Belki, kendisine
bağlanmasıdır. Çünkü herkes, her şeyi kendisi için ister. Çocuğunu sevmesi,
kendini sevdiği içindir. Malı, mevkiyi, rutbeyi hep kendisi için ister. Onun
mabudu, tapındığı şey, kendi nefsidir. Nefsinin istekleri arkasında koşmaktadır.
Kalp, bu bağlılıklardan kurtulmadıkça, insanın kurtulması çok güç olur. Bundan
anlaşılıyor ki, aklı başında olan ilim adamları ve kalbi uyanık olan fen
adamları, her şeyden önce, bu hastalığın giderilmesini düşünmelidirler.”
***
Sual: İbadet yeri olan camilerde, dünyalık sözler söylemenin, konuşmanın,
kavga etmenin hükmü nedir?
Cevap: Camide pazar kurmak, yüksek sesle konuşmak, nutuk söylemek, kavga
etmek, silah çekmek, ceza vermek tahrimen mekruhtur. Cuma ve bayram
hutbelerinde de nutuk verir gibi okumak, konuşmak caiz değildir.
***
Sual: Mâ-i müsta'mel neye denir ve bunun kullanılması necis olur mu?
Cevap: Mâ-i müsta'mel; kullanılmış su demektir. Abdestte, gusülde kullanılan
yahut yemekten önce ve sonra, sünnet olduğu için el yıkamakta kullanılan su,
yıkanan uzuvdan ayrılınca necis olur. Bazı âlimlere göre, başka uzva, elbiseye,
yere düştükten sonra necis olur. İlk düştüğü yeri kirletmez.