Yahûdiler ve masonluk

10/01/2024 Çarşamba Köşe yazarı H.Y

Masonlar, komünist ülkelerde komünist olarak, kapitalist ülkelerde kapitalist olarak çalışırlar. Yani bulundukları yerin rengini alırlar. 

 

Yahûdilerin ihânetleri -11-

Yahûdilik, İsrailoğullarından Hazret-i Musa’ya iman edenlerin dinidir. Hazret-i Yakub’un bir ismi de "İsrail"dir. İsrail, "Abdullah, Allah’ın kulu" demektir. Hazret-i Yakub’un 12 oğlundan çoğalan insanlara (Benî İsrail) denir. Beni İsrail’e Peygamber olarak gönderilen Hazret-i Musa, Tevrat’ı getirdi. Benî İsrail, Onun bu ilahî telkinlerini bir türlü kabul etmedi. Roma İmparatoru Andiyan, Yahûdilerin çoğunu kılıçtan geçirdi. Yahûdiler, zamanla bozularak Tevrat’ı değiştirdiler, (Talmud) denilen kitabı yazdılar. Yahûdi olmayan milletleri, putperest saydılar. Yahûdiler yanlış olarak, Yahûdiliği bir ırk dini gibi görüyor, Beni İsrail’den başkasının Yahûdi [Mûsevî ] olamayacağını sanıyorlar. Onun için, Hristiyanlar gibi, misyonerlik faaliyetleri yoktur. Hâlbuki zencilerden bile Yahûdiliği kabul edenler vardı. Hazret-i İsa gelince, artık Yahûdilikle amel etmek caiz olmadı. İslâmiyet gelince de, İsevîlikle amel etmek caiz olmadı.

Hazret-i Musa’ya ve Hazret-i İsa'ya, kendi zamanlarında iman edenler, mümin olarak Cennete gideceklerdir. Bugünkü Yahûdi ve Hristiyanlar ise, Muhammed aleyhisselama inanmadıkları için sonsuz olarak Cehennemde kalacaklardır. 

Masonluk, daha çok Yahûdilik temelleri üzerine dayalı, millî ve manevî değerleri bozmak gayesiyle kurulmuş, idealleri çok gizli, fakat teşkilatları açık bir örgüttür. 1900 yılındaki toplantı zabıtlarının 102. sayfasında, (Dindarlara ve mabetlere galip gelmek kâfi değildir. Asıl maksadımız, bütün dinleri yok etmektir) yazmaktadır. 

Bu yönleriyle komünistlere çok benzerler. Masonlar, komünist ülkelerde komünist olarak, kapitalist ülkelerde kapitalist olarak çalışırlar. Yani bulundukları yerin rengini alırlar. Düşünce özgürlüğü adı altında, (Hepimiz bütün gücümüzle inanç özgürlüğü fikrini dünyaya yaymaya sarılarak, localarımızda verdiğimiz kararları her ülkeye duyurmalıyız. Din kardeşliğini yok edip, bunun yerine mason kardeşliği getirmeliyiz. Dinleri yok etmekten ibaret olan mukaddes gayemize, bu suretle kavuşacağız) diyorlar.

Bu gizli maksatlarını saklamak için ise, (Masonlar tanrıya inanır) diyorlar. Hâlbuki tabiatı yaratıcı kuvvet olarak bilip, tabiat için (Kâinatın ulu mimarı) derler.

Kendi yayınlarında diyorlar ki: "Sizler Allah’ı, kader, tabiat, kanun, kuvvet gibi zekâ ve ruhunuzun temayülüne, inanç ve idrakinize göre herhangi bir isimle adlandırabilirsiniz." (Mimar Sinan Dergisi, 1982, Sayı 45, s. 34.)

"Bugün, artık en uygar ülkelerden, en geri kalmışlarına kadar tek geçerli bilimsel kuram, Darwin’in yoludur. Ama kilise de batmadı, diğer dinler de batmadı. Hâlâ Âdem ile Havva efsanesi öğretiliyor." (Mimar Sinan Dergisi, 1980, Sayı 38, s. 18.)

Görüldüğü gibi masonlar, (Dinleri hâlâ yok edemedik, batıramadık) diye hayıflanıyorlar.  Müslümanım diyen kimse, masonları nasıl över, onlara nasıl dindar der?