Mübarek üç aylar
07/01/2024 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Sual: Halk arasında "üç aylar" olarak bilinen aylar hangileridir ve bunların özelliği, kıymeti nedir?
Cevap: Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı, merhamet ettiği için, bazı
günlere, gecelere ve aylara kıymet vermiş, bu zamanlarda yapılan dua ve
tövbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapmaları,
yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için bu zaman dilimlerini sebep kılmıştır.
Halk arasında üç aylar olarak bilinen Receb, Şaban ve Ramazan aylarını da,
kullarının yalvarmaları, dua ve tövbe etmeleri için sebep kılmıştır. Bu
mübarek üç ayların ilki Receb ayıdır ki, Âdem aleyhisselamdan beri kıymetli
idi. Her ümmet, bu aya saygı gösterirdi. Receb, muhterem, kıymetli demektir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Receb, Allahü teâlânın ayıdır. Receb ayına ikram edene, saygı gösterene,
Allahü teâlâ, dünyada ve ahırette ikram eder.)
(Receb-i şerifin bir gün evvelinden, bir gün ortasından ve bir gün de
sonundan oruç tutana, Receb-i şerifin hepsini tutmuşcasına, Hak teâlâ ihsanda
bulunur.)
Üç aylardan ikincisi Şa’ban ayıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şa'ban-ı şerif, benim kendime mahsus bir aydır. Hak teâlâ Arş-ı a'lânın
meleklerine azamet-i şâniyle buyurur ki, ey benim meleklerim, gördünüz mü, benim
kullarım sevgilimin ayına nasıl hürmet ediyorlar. İzzim, celâlim hakkı için ben
de kullarımı af ve mağfiretime nail eyledim.)
(Her kim Şa’ban-ı şerifte üç gün oruç tutarsa, Hak teâlâ, Cennet-i a'lâda
ona bir yer hazırlar.)
Üç ayların üçüncüsü ise ramazan ayıdır. Hadis-i şerifte;
(Ramazan ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve
şeytanlar bağlanır) buyuruldu.
Sual: Namazlardan sonra, duadan önce çekilen tesbihlerin adedi, kitaplarda
bildirilmiştir. O tesbihleri mutlaka bildirilen miktarda mı çekmek gerekir?
Cevap: Namazdan sonraki tesbihleri okurken otuzüç adedine dikkat etmek
lazımdır. İslamiyetin emirlerinde hikmetler, faydalar vardır. Bu adetler,
ilacın miktarı gibidir. Fazla veya noksan olursa, istenilen fayda hasıl olmaz.
Sual: Bilmeyen veya yanlış yapan birine, dinin doğru olan emrini bildirmek
gerekir mi?
Cevap: Kabul edeceği zan olunan kimseye emr-i ma'ruf yapmak, nasihat etmek,
dinin emrini bildirmek vaciptir. Çünkü kul hakkıdır.