Onu sultana şikâyet edecekti!
01/12/2020 Salı Köşe yazarı A.U
Evliyânın büyüklerinden Kadîb-ül Bân hazretleri, 1174'te
Musul’da vefât etti.
Bu zâtın devrinde bir kişi vardı.
Sevmiyordu bu büyük velîyi.
Bir gün kalbinden;
“En iyisi, gidip sultâna şikâyet edeyim. Musul'dan sürgün etsin, ben de
rahat edeyim” dedi.
Ve bu niyetle çıktı evden.
Birkaç adım atmıştı ki.
Biri çıktı karşısına:
“Dur bakalım, nereye gidiyorsun? Kadîb-ül Bân hazretlerini sultâna şikâyet
edeceksin değil mi?” dedi.
Cevap vermedi.
“Söyle bakalım, ne suçu var ki şikâyet edeceksin onu sultâna?”
Çok şaşırmıştı?!
Çünkü bunu kimseye dememişti.
Kalbinden düşünmüştü sâdece.
Ama dönmedi niyetinden.
Saraya doğru birkaç adım attı.
Bu defâ başka biri çıktı karşısına:
“Sultâna gidip hocamızı şikâyet edeceksin değil mi? İyi de, ne suçu var ki,
şikâyet ediyorsun?” dedi.
İyice şaşırmıştı?!
Sordu bu defâ:
“Evet, ama ben bu niyetimi kimseye söylemedim. Siz nasıl biliyorsunuz benim
bu fikrimi?”
Onlar dediler ki:
“Bizleri, o büyük zât gönderdi.
Onlar, kalpten geçeni anlarlar.
İyisi mi sen vazgeç bu fikirden!”
Zâten vazgeçmişti adam.
Huzûruna gitti bu Allah dostunun.
Özür diledi.
Ve “talebesi” olmakla şereflendi.