Kulluktan daha şerefli bir şey yoktur...
11/03/2023 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Şeyh Ebû Bekr Efendi Osmanlı âlim ve velilerindendir. Halep'te
doğdu. Zamânın âlimlerinden ve velîlerinden ders alarak kemâle geldi. Bir ara
Şam'a giderek Muhammed Zağbî ile görüştü. Ebû Bekr Efendi, 1583 (H.991)
senesinde vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
"Başa gelen musîbet ve belâlarda üç iyilik ve üç fayda
vardır: Birincisi; o kimsenin büyük günahlarının affına sebeptir. Yâni o kimse
günahlarından temizlenir. İkincisi; bu musîbet ve belâ o kimsenin küçük
günahlarına da keffârettir. Üçüncüsü; sıkıntılara dalıp, Allahü teâlâyı,
sevgili Peygamberimizi ve büyük zâtları hatırlamaya sebep olur."
"Her sınıf insanın bir himmeti, ulaşmak için gayret ettiği
bir gâyesi vardır. Sâlihlerin himmeti de Allahü teâlâya isyân etmeden, O'nun
râzı olduğu işleri yapmaktır. Âlimlerin himmeti sevâbın artmasına gayret
etmektir. Âriflerin himmeti kalplerinde Allahü teâlânın büyüklüğünü
bulundurmak, Allahü teâlâyı hatırlamaya mâni olan şeyleri terk etmektir."
"Dünyâyı kazanmakta nefisler için zillet, âhireti
kazanmakta ise nefisler için izzet vardır. Acaba niçin insanlar, bâkî olan
âhireti istemekteki izzetin yerine, fânî olan dünyâyı isteyerek zilleti
seçerler?"
"Mürid, Allahü teâlânın kendisi için irâde etmiş olduğu
şeyden başkasını, nefsi için irâde etmez. Murâd ise iki cihânda O'ndan başka
bir şey irâde etmez.”
"Sen kimin esiri ve mülküysen onun kulusun. Eğer nefsinin
esiri (ve mülkü) isen nefsinin kulusun. Eğer dünyânın esiriysen, dünyânın
kulusun (ve kölesisin)."
"Kul olanın kıymeti, mâbudu olan Allahü teâlâya göredir.
Ârifin şerefi de mârufa (bilinene tanınana) göredir. Maddeye tapanın değeri
maddeye göre, Allahü teâlâya tapanın değeri de O'na göredir. Kulluktan daha
şerefli bir şey yoktur. Mümin için ubûdiyetle, kullukla ilgili isim almaktan
daha mükemmel bir isim yoktur. Bundan dolayı Allahü teâlâ mîrac gecesi
Peygamber efendimizi vasfederken meâlen; "Bir gece kendisine
âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulumu (Muhammed aleyhisselâmı)
Mescid-i Haramdan, çevresini mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâya götüren Allahü
teâlâ, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir."
(İsrâ sûresi: 1) buyurdu.
Kendisine "mürid kime denir?" denildi. O; "Mürid, meşakkat ve sıkıntılara katlanan mütehammil, sabırlı kimsedir. Murâd ise, taşınan kimsedir" buyurdu.