Üzüntülerimizin azalması için, en büyük ilaç!..
08/10/2020 Perşembe Köşe yazarı S.A
Biz Rabbimizden razı olursak Rabbimiz de bizden razı
olur. “Kadere inanan, kederden kurtulur” demişlerdir...
Dünyada rahatlığın olmadığını hatırlayan insan üzülmez... Dünyada
rahatlık olsaydı, peygamberlere nasip olurdu. Hâlbuki onların çektiği
sıkıntılar başkalarından kat kat fazladır.
İnsanoğlu her arzu ettiği şeye kavuşamıyor. Evdeki hesap çarşıya uymuyor.
Yelkenli gemilerin istemediği yönden rüzgâr esebiliyor. Zengin,
zenginliğini ölünceye kadar muhafaza edemeyebilir. Bunlar da üzüntülere sebep
olmaktadır...
Üzüntülerimizin azalması için, en büyük ilaç, kadere iman etmek ve
Rabbimizin takdirine razı olmaktır. Biz ondan razı olursak o da bizden razı
olur. “Kadere inanan, kederden kurtulur” demişlerdir...
İbrahim bin Edhem hazretleri bir adamı çok üzgün görür, ona üç soru
sorar:
Dünyada meydana gelen bütün hadiseler takdir-i ilahi olmadan meydana
gelebilir mi? "Hayır" diye cevap verir.
İkincisi: Sana ayrılan rızkı başkası yiyebilir mi? "Hayır"
der.
Üçüncüsü: Sana verilen ömürden kısalma olabilir mi? Ona da
"hayır" diye cevap verir.
İbrahim bin Edhem hazretleri o zaman adama buyurur ki: "O halde
niçin üzülüyorsun?"
Hazreti Ömer radıyallahü anh buyuruyor ki: "Başıma bir musibet
geldiği zaman üç şeyden dolayı hamd ediyorum. 1- dinime gelmediği
için. En büyük musibet dine gelendir, sonra bedene, sonra mala gelendir. Dine
gelen ahiret hayatı ile ilgilidir. Mesela, bir vakit namazı bilerek kazaya
bırakmak en ağır hastalığa yakalanmaktan daha kötüdür. 2- Daha büyüğü
olmadığı için hamd ediyorum. Sıkıntı ne olursa olsun daha büyüğü olabilirdi.
Veya onun yanında başka bir sıkıntı da olabilirdi. Bir çocuğunu trafik
kazasında kaybeden iki çocuğunu da kaybedebilirdi. 3-
Başımıza gelenlere sabredersek günahlarımıza kefaret olur..."
İşlediğimiz günahların cezasını çekeceğiz; Rabbimiz sevdiklerinin cezasını
dünyada veriyor, dünyadaki kolay, sevmediklerininkini ise ahirette bırakıyor...
Peygamberimiz aleyhisselâm bir zatı ziyarete gider. Bakar ki adam bir
deri, bir kemik kalmış. Sorar:
-Sen dua ederken ne diyorsun?
O da cevap verir:
-Ya Rabbi benim cezamı dünyada ver ahirete kalmasın, diyorum. Bunun üzerine
Resul-i Ekrem efendimiz buyurdu ki:
-Sen onun dünyadaki cezasına da dayanamazsın. Sen "Rabbena
atina..." duasını oku! Hem dünyada, hem ahirette iyilikler ihsan
olunmasını iste...
Hasta birkaç gün bu duayı okudu, iyileşti, namazlarını camide cemaatle kılmaya başladı... Bizler zayıf yaratıldık, o duayı çok okuyalım...