"Vakti gelince, namazı hemen kıl!.."

08/10/2020 Perşembe Köşe yazarı V.T

"Farz namazları terk etme! Farz namazları bile bile terk eden Müslümanlıktan çıkar..."

 

Ebü'l-Abbâs Ahmed İbnü'd-Delâî hazretleri hadis hafızıdır. 393’te (m. 1003) Endülüs'­te (İspanya) Meriye (Almeria) yakınlarındaki Delâye (Dalias) köyünde doğdu. İlim tahsili için gittiği Mekke'de sekiz yıl ka­larak pek çok âlim­den hadis ve fıkıh dersleri aldı. Endülüs'e dönen İbnü'd-Delâî, Me­riye Camii'nde ders vermeye başladı. 478'de (m. 1085) Meriye'de vefat etti. Namazın faziletleri hakkındaki şu hadis-i şerifleri nakletti:

Ebüdderdâ (radıyallahü anh) diyor ki: Çok sevdiğim bana dedi ki; (Parça parça parçalansan, ateşte yakılsan bile, Allahü teâlâya hiçbir şeyi şerîk yapma! Farz namazları terk etme! Farz namazları bile bile terk eden Müslümanlıktan çıkar. Şarap içme! Şarap, bütün kötülüklerin anahtarıdır.) Görülüyor ki, farz namazlara aldırış etmeyip terk eden kâfir olur. Tembellikle terk eden kâfir olmaz ise de büyük günah olur.

Ali (radıyallahü anh) haber veriyor: Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: (Yâ Ali! Üç şeyi yapmayı geciktirme: Vakti gelince, namazı hemen kıl! Cenâze hazırlanınca, namazını hemen kıl! Bir kızın küfvünü bulunca, hemen evlendir!)

Abdullah ibn-i Ömer (radıyallahü anhüma) haber veriyor. Resûlullah buyurdu ki: (Namazlarını vakitleri gelince hemen kılanlardan Allahü teâlâ râzı olur. Vakitlerinin sonunda kılanları da affeder.)

Ümm-i Ferve (radıyallahü anha) haber veriyor: Resûlullaha hangi amelin efdal olduğu soruldu. (Amellerin efdali, vaktinin evvelinde kılınan namazdır) buyurdu. Âişe (radıyallahü anha) diyor ki, (Resûlullahın namazını âhir vaktinde kıldığını, iki defa görmedim.)

Ümm-i Habîbe (radıyallahü anha) haber veriyor. Resûlullah buyurdu ki: (Bir Müslüman kul, her gün, farz namazlardan başka, on iki rekât, tetavvu olarak namaz kılarsa, Allahü teâlâ ona Cennette bir köşk yapar.)

Peygamber efendimiz (En büyük hırsız, kendi namâzından çalan kimsedir) buyurdu. "Yâ Resûlallah! Bir kimse, kendi namâzından nasıl çalar?" diye sordular. (Namâzın rükûunu ve secdelerini tam yapmamakla) buyurdu.

Bir defa da buyurdu ki: (Rükûda ve secdelerde, belini yerine yerleştirip biraz durmayan kimsenin namâzını Allahü teâlâ kabûl etmez.)

Peygamber efendimiz bir kimseyi namâz kılarken, rükûunu ve secdelerini tam yapmadığını görüp, (Sen namâzlarını böyle kıldığın için, Muhammedin “aleyhissalâtü vesselâm” dîninden başka bir dinde olarak ölmekten korkmuyor musun?) buyurdu.