"Kayyûm-i Zaman" Muhammed Sibgatullah
08/10/2023 Pazar Köşe yazarı V.T
Muhammed Sibgatullah hazretleri Muhammed Ma'sûm-i Fârûkî
hazretlerinin büyük oğlu, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin de torunudur.
"Kayyûm-i Zaman" ismiyle meşhûrdur. 1624 (H.1033) senesinde
Hindistan'da Serhend şehrinde doğdu. İmâm-ı Rabbânî hazretleri onu görür
görmez; "Esselâmü aleyküm Molla Sibgatullah" buyurdu. Sonra mübârek
yüzünü, o çocuğun kulağına yaklaştırıp, kimsenin duymadığı gizli gizli bir
şeyler söyledi. Husûsî sırları, kendilerine mahsus ilim ve mârifetleri
müjdeledi. İmâm-ı Ma'sûm'un huzûrunda yetişti. Zâhirî ve bâtınî ilimlerin ve
kalbe âit ince mârifetlerin tamâmını ondan öğrendi. Yüksek babasının emir ve
işâretiyle talebe yetiştirmeye başladı. 1710 (H.1122) senesinde vefât etti.
Muhammed Sibgatullah hazretleri zamânında, Hüsrev Beg isminde
hırsızlık ve dolandırıcılıkta meşhûr biri vardı. Bir ara Kayyûm-i Zaman
hazretleri Meyve Hâtun isimli bir köye gitmişti. Bu meşhûr Hüsrev Beg de
oradaydı. Her nasılsa Kayyûm-i Zaman'ın ziyâretine gitti. Birkaç gün sohbette
bulundu. O günlerde köyün yakınındaki kervansaraya büyük bir kervan gelmişti.
Gece arkadaşları ile beraber kervansaraya doğru yola çıktı. Kimseye sezdirmeden
kervansaraya girdi. Arkadaşlarını da dışarıda bıraktı ve çok kıymetli bir atın
bulunduğu yere gitti. Atı çözecekken at kişnedi. Kişnemeyi duyan atın sâhibi
kalkıp atın yanına geldi. Hırsız da yakalanmamak için, görünmeyecek şekilde
kendini yere attı. O kuytu yerde gizlenirken atın dizgininin daha sağlam olması
için sâhibi bir çivi daha çaktı. Çaktığı çivi hırsızın eline geldi. Hırsız
bütün ızdırâbına rağmen yakalanmamak için sesini çıkarmadı. Fakat çok
daralmıştı. Yaptığı işin kötülüğünü anladı. "Bu belâdan kurtulursam ertesi
gün Kayyûm-i Zaman'ın huzûruna gideceğim. Tövbe edip talebelerinden
olacağım" diye düşündü. O anda Kayyûm-i Zaman'ı yanında gördü. Kayyûm-i
Zaman o çiviyi çıkardı. "Hadi git. Seni kurtardık" deyip gözden
kayboldu...
Hüsrev Beg dışarı çıktı. Arkadaşları ise hâlâ onu bekliyorlardı.
Arkadaşlarına başından geçenleri anlatan Hüsrev Beg; "Ben Kayyûm-i
Zaman'ın huzûruna gidip hırsızlıktan tövbe edeceğim ve kabûl buyurursa
talebeleri arasına gireceğim" dedi. Arkadaşları da; "Hırsızlıkta
bizim reîsimiz olduğun gibi, tövbede de reîsimiz olursun" diyerek tövbe
ettiklerini bildirdiler. Onun muhlis talebelerinden oldular. Kısa zamanda kemâl
mertebeler elde eden Hüsrev Beg, hocası Kayyûm-i Zaman hazretlerinden hilâfet
ve icâzet aldı.