"Bir âliminiz varsa çağırın!"
09/12/2022 Cuma Köşe yazarı A.U
Ebû Hanîfe hazretlerinin
çocukluk yıllarında bir Dehrî türemişti.
Hâşâ “Allah
yoktur” diyor ve bu kâinâtın kendi kendine var olduğunu
iddiâ ediyordu.
Bir gün Kûfe'ye gelip;
“Bir
âliminiz varsa, çağırın da, onunla konuşalım” dedi.
Hemen Nûmân bin Sâbit'e haber saldılar.
Nûmân, “On” yaşındaydı.
Ve gecikerek geldi biraz.
Dehrî, on yaşında bir Çocuk’la karşılaşınca
şaşırdı!
Dudak bükerek sordu:
“Sen
misin âlim dedikleri?”
“Evet, benim”
“Peki
neden geciktin?”
“Bir köprüden geçecektim. Geldiğimde köprü Yok’tu,
sel götürmüş. O anda acâyip bir şey oldu. Bâzı ağaçlar Sebep’siz
devrildiler. Sonra kendi kendilerine biçilip, yontulup, birbirlerine Eklendi’ler.
Bir de baktım, Sandal oluvermiş. O
sandala binip geldim...”
Dehrî alaycı bir tavırla güldü:
“Kendi
kendine mi oldu sandal?”
“Evet.”
“Sen
neler saçmalıyorsun çocuk. Hiç ağaçlar kendi kendine sandal olabilir mi. Bu
söylediğine, deliler bile güler...”
Nûmân, bu ânı bekliyordu:
“Peki,
bir ufacık sandal kendi kendine olamazsa, şu koskoca kâinât kendi kendine nasıl
oluyor?” dedi
Dehrî kıvırdı hemen.
“Peki,
diyelim ki Allah var, hani nerede?”
Nûmân, bir bardak “Süt” isteyip
sordu:
“Bu sütün içinde yağ var mı?”
“Elbette
var.”
“Peki göster, nerede?”
Dehrî başını öne eğdi!
Verecek cevâbı yoktu.
"Şehâdet"i getirip Müslüman oldu.