İbrâhim aleyhisselâmın babası Târûh mümindi...
02/03/2021 Salı Köşe yazarı R.A
İbrâhim aleyhisselâma annesi hâmileyken, babası Târûh vefât
etmiştir. Annesi, amcası olan Âzer ile evlenmiştir.
Kur’ân-ı kerîm’de ismi bildirilen, “Halîlullah” veya “Halîlürrahmân” olarak
bilinen, “Ülülazm” adı verilen altı Peygamberden biri, Peygamber
Efendimiz Muhammed (aleyhisselâm)ın dedelerinden, ondan
sonra Peygamberlerin ve insanların en üstünü olan Hazret-i İbrâhim (aleyhisselâm),
Keldânî kavmine Peygamber olarak gönderilmiştir.
İbrâhim'e (aleyhisselâm) annesi Emîle veya Ûşâ hâmileyken, babası Târûh vefât
etmiştir. Annesi, amcası olan Âzer ile evlenmiştir. Âzer üvey babası ve
amcası olup, putperestti. Geçimini put yapıp satarak temîn ederdi.
Ehl-i sünnet tefsîr âlimleri, En’âm sûresinde Âzer’in ismi
geçen 14. âyet-i kerîmeyi tefsîr ederlerken, Âzer’in Hazret-i
İbrâhim’in amcası ve üvey babası olduğunu, Peygamberimizin
bütün ana ve babalarının, mümin olduklarını açıkça belirtmişlerdir. Kur’ân-ı
kerîm’de meâlen; “Sen, yâni senin nûrun, hep secde edenlerden
dolaştırılıp, sana ulaşmıştır” (Şuarâ sûresi, 219) buyurulmuştur.
Abdullah ibn-i Abbâs’ın (radıyallahü anhümâ) bildirdiği hadîs-i şerîfte de “Benim
dedelerimin hiçbiri zinâ yapmadı. Allahü teâlâ, beni temiz babalardan, temiz
analardan getirdi. Dedelerimin iki oğlu olsaydı, ben bunların en hayırlısında,
en iyisinde bulunurdum” buyuruldu.
Âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerden anlaşıldığı ve binlerce İslâm
kitâbında yazıldığı üzere, Peygamber Efendimizin anaları ve babaları
arasında bulunmakla şereflenen bahtiyârların hepsi, zamanlarının ve
memleketlerinin en asîl, en şerefli, en güzel ve en temiz kimseleriydi. Hepsi
de azîz ve muhteremdiler.
İbrâhim'in (aleyhisselâm) babası Târûh da böylece mümin,
yâni inanmıştı. Kötü ahlâktan, âdî ve çirkin sıfatlardan uzaktı.
İbrâhim (aleyhisselâm), genç yaştayken, Keldânîlerin putlarını
kırmıştır. İbrâhîm'le (aleyhisselâm), Keldânî kavmi arasında,
ibretâmîz konuşmalar geçmiştir. Putlarını İbrâhim aleyhisselâmın kırdığını
anlayan Nemrûd, İbrâhim aleyhisselâmın ateşte yakılmasını emretmiştir. O, ateşe
atılırken; “Hasbiyallahü ve ni’mel-vekîl” yâni “Bana
Allah’ım yetişir. O ne iyi vekîldir, yardımcıdır” demiştir. Onun bu
hâli, Kur’ân-ı kerîmde övülüyor ve; “Sözünün eri olan
İbrâhîm” buyuruluyor. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen
ateşe; “Ey ateş! İbrâhîm’e karşı serin ve selâmette ol!” (Enbiyâ
sûresi, 69) diye emretti. Ateş onu yakmadı.
İbrâhim (aleyhisselâm) ateşten kurtulduktan sonra, Keldânî kavmini bir müddet daha îmâna dâvet etmiştir. Fakat zâlim Nemrûd ve putperest ahâlî küfürlerinden vazgeçmemişlerdir. Allahü teâlâ, Nemrûd ve kavmine sivrisinekleri musallat etmiştir. Allahü teâlâ, tanrılık iddiâ eden Nemrûd’u, ibret-i âlem olsun diye, en âciz mahlûklarından birisi olan sivrisinekle cezâlandırmıştır.