Hiç kimse mucizeye karşı gelemedi!..
23/02/2021 Salı Köşe yazarı V.T
Allahü teâlâ, doğru söylediklerini göstermek için, Peygamberleri
mucizelerle kuvvetlendirdi.
İbrâhîm bin Tahmân hazretleri tabiînden hadis, fıkıh ve kelâm âlimidir.
80'de (m. 699) Afganistan’da Herat'ta doğdu. Bağdad ve Hicaz’a giderek Süfyân-ı
Sevrî hazretleri gibi tabiîn âlimlerinden ilim öğrendi. Sonra Mekke'ye
yerleşti. İmam-ı Azam Ebû Hanife hazretleri ile görüştü. 168'de (m. 784)
Mekke'de vefat etti. Buyurdu ki:
Peygamberler, insanları, Allahü teâlânın beğendiği yola kavuşturmak, doğru
yolu göstermek için gönderilmişlerdir. İslâmiyette (Resûl) demek, yaratılışı,
huyu, ilmi, aklı, zamanında bulunan bütün insanlardan üstün, kıymetli, muhterem
bir zat demektir. Hiçbir kötü huyu, beğenilmeyecek hâli yoktur. Peygamberlerde
(İsmet) sıfatı vardır. Yâni Peygamber olduğu bildirilmeden önce ve
bildirildikten sonra, küçük ve büyük hiçbir günah işlemez. Yeni bir şeriat
getiren Peygambere (Resûl) denir. Yeni din getirmeyip, insanları, önceki dîne
dâvet eden Peygambere (Nebî) denir. Emirleri teblîğ etmekte ve insanları,
Allahü teâlânın dînine çağırmakta, Resûl ile Nebî arasında bir ayrılık yoktur.
Peygamberlere îman etmek, aralarında hiçbir fark görmeyerek, hepsinin sâdık,
doğru sözlü olduğuna inanmak demektir. Onlardan birine inanmayan kimse,
hiçbirine inanmamış olur.
Peygamberlik; çalışmakla, açlık, sıkıntı çekmekle ve çok ibâdet yapmakla
ele geçmez. Yalnız Allahü teâlânın ihsânı, seçmesi ile olur. İnsanların
dünyadaki ve âhiretteki işlerinin düzgün ve faydalı olması için ve zararlı
işlerden koruyup, selâmete, hidâyete, rahata kavuşturmak için, Peygamberler
vâsıtası ile dinler gönderilmiştir. Düşmanları çok olduğu ve alay ettikleri,
üzdükleri hâlde, Allahü teâlânın, inanmak için ve yapmak için olan emirlerini
insanlara teblîğ etmekte, bildirmekte, düşmanlardan korkmamış, göz
kırpmamışlardır.
Allahü teâlâ, Peygamberlerin sıdk sahibi olduklarını, doğru söylediklerini göstermek için, Onları mucizelerle kuvvetlendirdi. Hiç kimse bu mucizelere karşı gelemedi. Peygamberi kabul edip inanan kimseye, o Peygamberin (Ümmeti) denir. Kıyâmet gününde, ümmetlerinden, günahı çok olanlara şefaat etmeleri için izin verilecek ve şefaatleri kabul olacaktır. Ümmetlerinden, âlim, sâlih, velî olanlarına da, şefaat etmeleri için Allahü teâlâ izin verecek ve şefaatlerini kabul buyuracaktır. Peygamberler, mezarlarında, bizim bilmediğimiz bir hayat ile diridir. Mübârek vücutlarını toprak çürütmez. Bunun içindir ki, hadis-i şerifte, (Peygamberler, mezarlarında, namaz kılarlar ve hac ederler) buyuruldu.