Nasıl kadı oldu?
01/03/2021 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Halîfe Mansûr, meşhur âlimlerden Ebû Hanîfe, Süfyân-ı Sevrî,
Mis'âr bin Kedâm ve Şüreyk bin Abdullah'ı, kadılık teklif etmek için huzuruna
çağırdı.
Bunlar birleşip yola çıktılar.
Süfyân-ı Sevrî yolda kaçtı.
Ve bir vapura binip;
"Başımı kesecekler. Beni gizleyin!" dedi.
Onun böyle demesi;
"Kâdı olan kimse, bıçaksız boğazlanmıştır" meâlindeki hadîs-i
şerîfe dayanıyordu.
Diğer üçü, Halîfe'ye çıktılar.
Halîfe, İmâm-ı âzama;
"Sen kadı olacaksın" dedi.
İmâm-ı âzam cevâben;
"Ben Arap değilim, vereceğim hükmü kabul etmezler" dedi.
Halîfe Mansûr;
"Bu işin soy ile alâkası yok. Burada ilim lâzım, sen de büyük
âlimsin" dedi.
Ebû Hanîfe;
"Ben, bu işe lâyık değilim. Sözüm doğruysa, böyle diyorum. Yalansa,
yalancıdan kadı olmaz" dedi.
Halîfe "Pekâlâ" dedi.
Ve hazret-i Mis'ara teklif etti.
Mis'âr, Halîfe'nin elini tutup;
"Ne var ne yok, çocuklar nasıl, hayvanların ne âlemde?" diye sormaya
başladı.
Mansûr, adamlarına;
"Bu deliyi götürün!" dedi.
Kadılığı Şüreyk’e teklif etti.
Hazret-i Şüreyk; "Ben sevdâvî hastalığına yakalandım" dedi.
Ancak Halîfe Mansûr;
"İlâç alır, iyi olursun" dedi.
Ve Şüreyk'i, kadılığa tâyin etti...