"Ben seni tanımıyorum!"
10/06/2024 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Vaktiyle bir şehirde sâlih bir Müslüman yaşardı. Vakitlerinin çoğunu
ibâdetle geçirirdi, ama Resûlullah Efendimize “salevât” okumayı ihmâl ederdi.
Bir gece rüyâ gördü.
Efendimizi görmüştü.
Ancak Resûl-i ekrem Efendimiz hiç iltifat etmeyip
mübârek başlarını ondan çevirdiler.
Adam çok üzüldü!
Ağlamaya başladı!
Ve gözyaşları içinde "Yâ Resûlallah, bana niçin
böyle davranıyorsunuz?" diye sordu.
Efendimiz;
“Ben seni tanımıyorum!" buyurdular.
Adamcağız kahroldu.
Ne diyeceğini bilemedi?!..
Gözyaşları içinde "Yâ Resûlallah! Ben, senin
ümmetinden bir zavallı Müslümanım, beni nasıl tanımazsınız? Hâlbuki siz
ümmetinizi; babanın oğlunu tanımasından daha fazla tanırsınız!" dedi.
Efendimiz cevâben;
"Öyledir, ama sen bana hiç salevât
göndermiyorsun. Ben, ümmetimi; bana okudukları salevât miktârınca
tanırım” buyurdu.
O esnâda uyandı...
Ve hatâsını anladı...
O günden sonra her gün bir miktâr “salevât-ı şerîfe”
okumayı âdet edinmişti artık.
Bir gece yattı.
Rüyâda Resûlullah Efendimizi gördü.
Ama memnundu.
Zîrâ Resûl-i ekrem Efendimiz bu defâ
ona sevgiyle baktılar ve tebessümle "Seni şimdi tanıdım" buyurdular.