"Kulum beni zikrederse ben de onu zikrederim"
16/08/2019 Cuma Köşe yazarı V.T
“Ben, kulumun beni zannettiği gibiyim ve kulum beni andığında, onunla
beraberim."
Ebû Ca’fer Münâdî hazretleri hadîs âlimlerindendir. 171 (m.787)’de doğdu.
272 (m. 885)’de Bağdâd’da vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden
bazıları şöyledir:
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) şöyle bildiriyor: “Resûlullah (sallallahü
aleyhi ve sellem) Ubey bin Ka’b’a (radıyallahü anh) “Allahü teâlâ, sana
Kur’ân-ı kerîm okumanı, yahut okutmanı emrediyor” buyurdular. Ubey bin Ka’b
(radıyallahü anh) da “Size ismimle mi bildirdi?” dedi. Resûlullah “Evet”
buyurdular. Ubey bin Ka’b (radıyallahü anh) “Rabb-ül-âlemînin yanında
zikredildim mi?” diye sordu. Resûlullah “Evet” buyurdular. Bunun üzerine
Ubey bin Ka’b’ın iki gözünden yaş boşandı.”
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Resûlullah Medine’ye
geldiğinde, Ensârın çocuklarına selâm verir, başlarını okşardı.”
Abdullah bin Ömer’in (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte buyuruldu
ki: “Üç şey iyiliğin hazinesidir: Hastalığı gizlemek, musibeti gizlemek,
sadakayı gizlemek. Allahü teâlâ buyurur ki: (Kulumu bir belâ ve hastalığa
düçâr ettiğimde, sabreder ve ziyâretçilerine şikâyet etmezse, ona,
iyileştiğinde etinden iyi et, kanından iyi kan veririm. Böylece ya onu hastalık
kaydından azâd eder, günahsız kılarım, veya ölürse, rahmetime sahip ederim).”
Süfyân bin Abdullah (radıyallahü anh), bir gün Resûlullah efendimize “Yâ
Resûlallah! Bana İslâmdan öyle bir kelime söyleyiniz ki, sizden sonra onu
kimseye sormayayım” dedi. Resûlullah efendimiz; “Allahü teâlâya inandım
de! Sonra dosdoğru ol!” buyurdu.
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte buyuruldu
ki: “Ben sizi terk edersem, beni terk ediniz. Ancak, sizden öncekilerin
helak olmalarının sebebi, çok soru sormaları ve peygamberlerine muhalefet
etmeleri idi. Sizi hangi şeyden nehyetmiş isem, o şeyden uzaklaşınız. Hangi
şeyi yapmanızı emretmişsem, onu gücünüz yettiği kadar yapınız.”
Câbir bin Abdullah’ın (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte,
Resûlullah; “Duânın en efdali elhamdülillah, zikrin en efdali Lâ ilahe
illallah’tır” buyurdu.
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i kudsîde buyuruldu
ki: “Ben, kulumun beni zannettiği gibiyim ve kulum beni andığında, onunla
beraberim. Kulum beni zikrederse, ben de onu zikrederim. Eğer beni bir
toplulukta zikrederse, ben de onu, o topluluktan hayırlı bir toplulukta
zikrederim. Bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir zira (bir
kulaç) yaklaşırım. Bana yürüyerek gelirse, ben de ona koşarak gelirim.”