Onu gören, Allah’ı hâtırlardı
29/08/2019 Perşembe Köşe yazarı A.U
Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, büyük İslâm
âlimi ve evliyânın büyüklerindendir...
Sözlerini yazmak için, “dörtyüz kişi” hazır idi.
Katı kalpli bir kimse onu görseydi, kalbi yumuşardı.
Yüzünü kim görseydi, o an ‘Allah’ı hâtırlardı.
Câmiye giderken, halk yollara dökülür ve mübârek yüzünü görmek için
heyecânla beklerlerdi.
Onun dergâhında her gün binlerce kişi, yemek yerdi.
Hizmetçisi, her gün;
“Yemek isteyen yok mu? Yatmak isteyen yok mu?” diye seslenirdi.
Çok mütevâzıydı.
Evinin ihtiyâcı için çarşıya kendi çıkar, aldıklarını elinde kendi taşırdı.
Kimseye taşıttırmazdı.
Hızır aleyhisselâm ziyâretine gelir, birlikte sohbet ederlerdi.
Melekler de gelir, sohbetini dinlerdi.
İlk vaaz ettiğinde Onu dinliyen birkaç kişiydi.
Sonra giderek arttı.
Cemaat mescide sığmadı.
En büyük câmide vaaz etti.
Orası da, “dar” geldi.
Sonra meydana çıktı.
Onun için bir kürsü koydular.
İnsanlar, geceleri bile, elde kandilleriyle gelip dinlerlerdi.
O meydan da dar geldi.
Bu defâ bir tepeye çıktı.
Orada bir “kürsü” kurdular.
İnsanlar, akın akın gelirlerdi.
Büyük bir zevk ile dinlerlerdi...