İyi insan herkesin dert ortağıdır...
11/07/2022 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Akrabâya,
kardeşlerine, komşularına samimî bir sevgi, tevâzu ve alçak gönüllülük üzere
olmalı...
Mevlâna Ahmedullah hazretleri evliyânın büyüklerinden meşhûr İslâm âlimi Senâullah Pânipütî hazretlerinin büyük oğlu olup Mazhâr-ı Can-ı Cânân hazretlerinin halîfelerindendir. 1754 (H.1169)’da Hindistan’da Pânipût'ta doğdu. 1784 (H.1198) de orada vefât etti. Önce babasından ve diğer âlimlerden ilim öğrendi. Sonra da Mazhâr-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin derslerinde ve sohbetlerinde yetişti. Bir sohbetinde şunları anlattı:
“Babam Senâullah
hazretleri buyurdu ki: Bir kimse gizlide ve açıkta ve bütün hallerinde
Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme ilim, îtikâd, âdet ve ibâdetlerindeki
amelinde ne kadar tâbi olursa, O'na benzerse, onu o kadar kâmil bilmelidir.
Resûlullah'a uymakta kusur ettiği kadar noksandır. Bu sebeple Nakşibendiyye
büyükleri, sünnet-i seniyyeye uymakta en yüksek dereceye varmak için sanki
yarış etmişlerdir. Tâbi olma bakımından Resûlullah sallallahü aleyhi ve selleme
benzemelerindeki kemalleri, fazîletlerine üstünlüklerine delildir. Bizim gibi
zayıf himmetli, Resûlullah'a tam mânâsıyla tâbi olamayanlar, nâfilelerle çokça
meşgul olmasa da fakat farzları yerine getirirse, bilhassa muâmelelerde,
ibâdetlerde, âdetlerde, haramları, mekruhları, şüphelileri terk ederse, bu da
büyük kazançtır.
Eğer insanın himmeti bu dereceden de aşağı olur, şeytan ve nefse uyarak haramları
işlerse, artık kulların haklarını zâyi etmeye başlar. İşlenen günahları Allahü
teâlânın merhâmet edip affetmesi, din büyüklerinin şefâatine kavuşmak ümid
edilirse de, kul hakları için böyle bir bağışlanma yoktur. Bu hususta âyet-i
kerîmeler ve hadîs-i şerîfler çoktur.
Hanımına, çocuklarına,
hizmetçilerine ve diğer emri altında olanlara öyle muâmele etmeli ki, hepsi
sizden râzı olsunlar ve sizi sevsinler. İyi bir insan ve onların dert ortağı
olduğunuza, kendilerine güçlerinin yetmeyeceği şeyleri yüklemeyeceğinize iyice
inansınlar. Bununla berâber onlardan bâzısının hased, kıskançlık sebebiyle
birbirinden memnun olmamaları önemli değildir.
Âmir mevkiinde olanları, kendilerine itâat etmekle ve hizmetlerini yerine getirmekle memnun etmeli. Yalnız günah olan emirleri yerine getirilmez. Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem; "Allahü teâlâ katında günah olan şeylerde, kula itâat olunmaz" buyurdu. Yakın akrabâya, kardeşlerine, dostlarına, sevdiklerine, arkadaşlarına, komşularına samimî bir sevgi, tevâzu ve alçak gönüllülük üzere olmalı, onların sıkıntılarını paylaşmalıdır.