Rüşvet, sosyal hayatımızı kemiren bir âfettir!..

11/12/2024 Çarşamba Köşe yazarı H.Y

Rüşvet, haksız kazanç yollarından biridir. Devletlerin ceza kanunlarında, devlet idaresine karşı işlenen bir kamu suçu kabul edilmiştir. 


İslamiyet ve çalışma hayatı -12-

 

Dinimiz her türlü haksız kazancı yasaklamıştır. Rüşvet ile kazanç temin etmek, alana da verene de ve hatta aracılık yapana da haramdır. Allahü teâlâ buyuruyor ki, ([Ey müminlerler!] Aranızda [birbirinizin] mallarınızı bâtıl [hırsızlık, kumar ve gasp gibi haksız sebepler] ile yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını [haram olduğunu] bile bile [yalan şahitliği gibi] günahla yemek için, onları [o malları] hâkimlere [veya makam sâhiplerine rüşvet olarak]  aktarmayın.) [ Bakara, 188]

 

İslâmiyet, rüşvet almayı ve vermeyi yasak etmiştir. Rüşvet, yüz kızartıcı bir suç ve günahtır. Rüşvet, insana musallat olan en kötü bir hastalıktır. O girdiği ve yayıldığı toplumları, korkunç bir kurt gibi kemirir ve içten çürütür.

 

Rüşvete alıştıktan sonra ondan kurtulması çok zordur. Çünkü rüşvet ile mal kazanmak, nefse hoş gelir. Hiç yorulmadan, emek sarf etmeden kazanç sağlanmaktadır. Hangi sebeplerle olursa olsun, hak edilmeyen bir çalışmanın sonucu ele geçen ve alın teri, el emeği, göz nuru olmayan kazancı yemek, kullanmak haramdır.

 

Rüşvet, sosyal hayatımızı kemiren bir âfet ve sosyal bir hastalıktır. Toplumda rüşvetin yayılması, fertleri birbirine düşürür. Devlet otoritesini zayıflatır. Bu sebeple vatandaşların kendisine olan itimadı sarsılır. Neticede, rüşvet sebebi ile, zulüm ve haksızlıklar çoğalır. İnsanlar arasında karşılıklı itimat, sevgi ve saygı ortadan kalkar. Birlik ve beraberlik yok olur. Hatta, devlet hayatı bile tehlikeye girer.

 

Sevgili Peygamberimiz, mahkemelerde, rüşvet verilerek haksız hükümlerin çıkarılmasına sebep olan kimseyi lânetlemiş, ona beddua etmiştir.

 

Devlet memurlarının vazifelerini yaparken, vazife yaptığı kişilerden hediye almaları da doğru değildir. Hazret-i Ömer efendimiz, devlet başkanı iken, hanımı ile bir köye gider. Köylü kadınlar hanımına çeşitli hediye verirler. Eve geldikleri zaman, Hazret-i Ömer, hanımına, (Bunları nereden aldın?) diye sorar. Hanımı da, (Köylü kadınlar hediye etti) der. Hazret-i Ömer, (Ben halife olmasaydım, sana bu hediyeler verilmezdi. Ben halife değilken sana niçin hediye vermiyorlardı) diyerek, verilen hediyeleri beyt-ül-mala verir. 

 

Rüşvetin yaygınlaşması kıyamet alâmetlerindendir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Öyle bir zaman gelecek, rüşvet, hediye adı altında alınıp verilecek, ibret olsun diye, gözdağı vermek için suçsuz kimseler öldürülecektir.) [İ.Gazali]

 

Rüşvet almak büyük günahtır. Fakat malını, canını, hakkını ve namusunu kurtarmak için istemeyerek rüşvet vermek caizdir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

 

(Dinini ve namusunu malı ile koruyabilen bunu yapsın.) [Hakim]