Gençlerimizi düşmanların tuzaklarından koruyalım!
12/11/2023 Pazar Köşe yazarı S.K
Zaman, Osmanlının son dönemleri… Dünyada her gün, her sahada
birçok yenilikler yapılmaktaydı. Bunların, devamlı takip edilmesi,
öğrenilmesi ve öğretilmesi gerekiyordu. İşte Osmanlı devletinin son
zamanlarında iç ve dış düşmanların, yani din düşmanı olan masonların tesirleri
ile, gençler fen bilgilerini öğrenmekten, fen ve sanat üzerinde çalışmaktan
mahrum edildiler.
Hükûmet idaresini ele geçiren sözde aydınlar, cahil
ittihatçılar, masonlara aldanarak, din bilgilerini değiştirmeye, dinin
esaslarını yıkmaya çalıştılar. Avrupa’nın fende ilerlemesine, yeni keşiflere
gözlerini kapadılar. Hâlbuki dinimiz, din bilgilerinde, İslam
ahlâkında ve ibadetlerde en ufak bir değişiklik yapmayı şiddetle
menetmiştir. Dünya işlerinde, fen bilgilerinde ise, her değişikliği yapmayı,
bütün yeni keşifleri öğrenmemizi ve yapmamızı emretmiştir.
İttihatçılar ise bunun tersini yaptılar. Osmanlı devletinin ilimde ve
fende gerilemesine sebep oldular. Hatta fen bilgilerine, modern tekniğe uymak
isteyen Türk sultanlarını şehit ettiler. Masonların elinde maşa
olarak, ilerlemeyi, teknikte değil de, dinde reform yapmakta, bölücülükte
aradılar. Bu sebeple o muazzam devletleri çöktü.
Tarih tekerrürden ibarettir. Milletlerin hayatında gençler çok
çok önemlidir. Tarihten ibret alarak gençlerimizi böyle zararlı
düşüncelerden, bozuk fikirlerden, yanlış yollardan, dış düşmanların
ve onların maşası olan iç düşmanların şerlerinden korumalıyız.
Gençlerimizin, bir taraftan yeni bilgileri, fenni ve teknolojik
gelişmeleri takip etmelerini, hatta dünyada yeni buluşları önce
onların yapacakları şekilde yetişmelerini sağlarken, diğer taraftan
dinine, tarihine, kültürüne, ecdadına bağlı, doğru iman sahibi, kalpleri temiz,
ahlakı güzel gençler olarak yetiştirilmelerini de temin etmeliyiz. Böylece
geçmişte ve günümüzde olduğu gibi ülkemiz üzerinde sinsi emelleri olan
ülkelerin, gençlerimizi kendi hain emellerine alet etmek istemelerine
fırsat vermemiş ve gençlerimizi onların tuzaklarına düşmekten korumuş oluruz.
Burada çok önemli bir husus, dinimizi bozuk itikatlı kimselerin
kitaplarından değil, Ehl-i sünnet âlimlerinin, yani dört mezhep âlimlerinin
kitaplarından öğrenmeli ve öğretmeliyiz. Ehl-i sünnet âlimleri, insanın eline
sağlam ölçüler verir. Bu ölçülerle insan, doğru ile yanlışı birbirinden ayırır.
Ehl-i sünnet ölçüsüne sahip olmayan kimsenin, yanlış yollara sürüklenmesi ve
aldatılması çok kolay olur. Allahü teâlâ gençlerimizi, yanlış ve bozuk
kimselere aldanmaktan muhafaza eylesin. Âmin.