Bu nimet, Hazret-i Ebu Bekir'e nasip olmuştur
21/03/2020 Cumartesi Köşe yazarı A.D
"Hazret-i Ebu Bekir’in üstünlüğü; önce imana gelmesi, din için
herkesten çok mal vermesi ve canını tehlikelere atmasından dolayıdır."
Hazret-i Ebu Bekir, Peygamberlerden sonra, insanların en
üstünüdür. Aşere-i Mübeşşerenin yani Cennetle müjdelenen on sahabenin
birincisidir. Peygamber Efendimizin kayınpederi, Hazret-i Âişe'nin
babasıdır. Eshab-ı kiramın en çok ilim sahibi olanlarındandı. Her ilimde
müracaat kaynağı olmuştur. İslami ilimlerin bütün meselelerini bilirdi. Nitekim
Resulullah Efendimiz "Göğsümdeki marifetlerin, bilgilerin hepsini,
Ebu Bekir’in göğsüne akıttım" buyurmuştur.
Resulullah efendimiz yine bir gün buyurdu ki: (Ümmetimin ümmetime
karşı en merhametlisi, Ebû Bekr'dir.)
Bunlara şahit olan Eshâb-ı güzîn, hazret-i Ebû Bekr'in böyle duâsına
ve yüksek himmetlerine hayrân olup, cümlesi hayır duâ ettiler...
***
Hazret-i Ebu Bekir'in faziletleri, üstünlükleri çoktur. Bunların her biri,
Kur'an-ı kerimin, hadis-i şeriflerin ve Eshab-ı kiram ile diğer din âlimlerinin
haber vermesiyle anlaşılmıştır...
İmam-ı Rabbânî hazretleri buyurdu ki:
"Hazret-i Ebu Bekir’in üstünlüğü, iyi sıfatlarının çokluğundan
değildir. Önce imana gelmesi, din için herkesten çok mal vermesi ve canını
tehlikelere atmasından dolayıdır. Bu nimet, ondan başkasına nasip olmamıştır."
***
Kâfirler Mi'râc olayını işitince inkâr edip, “Akla zıttır, mümkün
değildir” dediler. “Bu iş burada bitti, mal, mülk, saltanat verdik, davasından
vazgeçiremedik. Ama artık ondan kurtulduk” diye sevinçlerinden oynamaya
başladılar. Birkaçı hemen Hazret-i Ebu Bekir’in evine geldi. Çünkü onun akıllı,
tecrübeli, hesaplı bir tüccar olduğunu biliyorlardı. Dediler ki:
-Ey Ebâ Bekir! Sen çok defa Kudüs'e gittin geldin. İyi bilirsin. Mekke'den
Kudüs'e gidip gelmek, ne kadar zaman sürer?
-İyi biliyorum. Bir aydan fazla.
Kâfirler bu söze sevindi. "Akıllı, tecrübeli adamın sözü böyle
olur" dediler. Gülerek, alay ederek ve Hazreti Ebû Bekir'in de kendi
kafalarında olduğuna sevinerek;
-Senin efendin, Kudüs'e bir gecede gidip geldiğini söylüyor. Artık iyice
sapıttı! dediler.
Hazreti Ebû Bekir, Resûlullahın mübarek adını işitince, hiç tereddüt
etmeden;
-Eğer O söyledi ise, inandım. Bir ânda gidip gelmiştir! dedi...
Kâfirler neye uğradıklarını anlayamadı. Önlerine bakıp gidiyor;
"Vay canına, Muhammed ne yaman büyücü imiş. Ebû Bekir'e sihir
yapmış" diyorlardı...
Hazreti Ebû Bekir hemen giyinip, Resûlullahın yanına geldi. Büyük kalabalık
arasında, yüksek sesle şöyle dedi:
-Yâ Resûlallah! Mirâcınız mübârek olsun!
Resûlullah, o gün Hazreti Ebû Bekir'e "Sıddîk" dedi.
Bu adı almakla, bir kat daha yükseldi...
Mirac Kandiliniz mübarek olsun efendim...