Ezan, İslam’ın bayrağıdır
13/08/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Mevlânâ Celâleddîn-i
Rûmî hazretleri, ezanı işittiğinde, hemen diz çöküp dinlerdi huşû
içinde.
Talebeye de böyle
emrederdi;
“Ezana saygılı olun, o
İslam’ın bayrağıdır” derdi.
Bir gün şunu anlattı
onlara:
Belh şehrinde, salih
biri vardır.
Ezana çok saygılıdır.
Ne zaman ezan sesini
işitse anında işini bırakır.
Edeple, diz üstü
oturur.
Ezanı hürmetle dinler.
Sonunda salevat
okurdu.
Sonra kalkıp namaza
dururdu.
Bir ömür böyle geçer.
Nihayet ömrü bitip
vefat eder.
Teçhiz ve tekfini
yapılır.
Cenaze namazı kılınır.
Tabutunu omuzlayan
cemaat, kabristana doğru yola koyulurlar.
O vakit enteresan bir
şey olur.
Ezan-ı Muhammedi
okunur.
Fakat o da ne?!
Tabut havada durur.
Bir milim gitmez
ileri.
Ezan bitince, yürür
tekrar.
Kabre varır, defnini
yaparlar.
Cemaatte hâl ehli biri
vardır.
Kalp gözü açıktır.
Gönlünü çevirir
mevtanın kabrine.
Vakıf olur kabir
ahvaline.
Görür ki, Münker-Nekir
gelir.
Ve şiddetle suale
çekerler:
“Rabb’in kim? Dinin
nedir?”
O anda Hak teâlâ;
“Ey melekler! Bu kulumu incitmeyin. O, benim ismime hürmet ederdi. Siz de ona hürmet edin. Onu hiddetle sorguya çekmeyin!” buyurur.