Fasıkları ve facirleri sevmek
27/06/2021 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Allahü teâlâya isyan edene fasık, kötü kimse denir.
Sual: Günah işleyenleri, İslamiyetin doğru olarak öğrenilmesine mâni
olanları sevmenin bir vebali, günahı olur mu?
Cevap: Allahü teâlâya isyan edene Fasık, kötü kimse denir.
Başkalarının isyan etmesine, fıskın yayılmasına sebeb olana Facir denir.
Haram işlediği bilinen fasık sevilmez. Bidati, yani bozuk inanışları yayanları
ve dini öğrenmeye mâni olanları sevmek, günahtır. Hadis-i şerifte;
(Fasıkın fıskına mâni olmaya kudret varken, kimse mâni olmazsa, Allahü
teâlâ, bunların hepsine, dünyada ve ahirette azap yapar) buyuruldu. Ömer
bin Abdül'azîz hazretleri buyuruyor ki:
“Allahü teâlâ, bir kimse günah işlediği için, başkalarına da azap yapmaz
ise de, açıkça günah işleyenler görülüp de, görebilenler mâni olmadığı zaman,
hepsine azap yapar.”
Allahü teâlâ, Yuşa aleyhisselama vahyderek;
(Kavminden kırk bin salih kimseye ve altmış bin fasık kimseye azap
yapacağım!) buyurunca, Yuşa aleyhisselam;
-Ya Rabbî! Fasıklar, azabı hak etmiştir. Salihlere azap yapmanın sebebi,
hikmeti nedir? diye arz edince Allahü teala;
(Benim gadab ettiklerime, onlar gadab etmedi. Birlikte yediler, içtiler) buyurdu.
Malına, canına, evladına ve Müslümanlara zarar geleceği, yani fitneye sebep
olacağı zaman, bidat sahiplerine ve zalimlere emr-i ma'rûf yapmak lazım olmaz.
Açıkça günah işleyen fasıkları, yalnız kalb ile sevmemek kafîdir. Tatlı ve
yumuşak sözlerle nasihat vermek lazım olur.
Sual: Bulunduğu yerde kıble yönünü bilemeyen bir kimse, Müslüman
olmayanlara veya günah işleyenlere de, kıble istikametini sorabilir mi?
Cevap: Mihrab bulunmayan, hesap, yıldız gibi şeylerle de anlaşılamayan
yerlerde, kıbleyi bilen, salih Müslümanlara sormak lazımdır. Kâfirlere,
fasıklara ve çocuklara sorulmaz. Kâfirlere, fasıklara, muamelatta inanılırsa
da, diyanatta yani ibadetlerde inanılmaz. Aslında böyle durumlarda kıbleyi
bilen bir kimseyi aramaya da lüzum yoktur. Kendisi araştırır, karar
verdiği cihete, yöne doğru kılar. Sonradan, yanlış olduğunu anlarsa, namazı da
iade etmez.
Sual: Küçük çocuğun elini soktuğu su kabındaki su ile abdest ve gusül
alınabilir mi?
Cevap: Küçük çocuğun elini suya sokması, kedinin artığı gibidir. Yani, eli temiz olduğu bilinmiyorsa, bu su ile abdest almak veya içmek, tenzihen mekruh olur.