"Hocamın himmeti olmasa…"
13/09/2024 Cuma Köşe yazarı A.U
Evliyânın
büyüklerinden Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin bir talebesi
anlatıyor:
Bir
gün hocamı ziyâret maksadıyla evden çıktım. Yolumun üzerinde bir
ırmak vardı.
Ve
her zaman köprüden geçip giderdim hocamın evine.
Yine
öyle yapacaktım.
Ama
köprü uzak geldi.
Kendi
kendime;
"Suyun
üstünden yürüyerek gideyim" dedim.
Büyük
bir cesâretle ve Allah'a güvenerek ırmağın üstünden yürüyerek geçtim karşıya.
Başarmıştım
bu işi!
Kalbimden;
“Bu,
kerâmet” dedim.
Bir
anlık gaflet işte...
Hocamın
himmetini unutmuştum.
Kendimden
bilmiştim.
Nihâyet
geldim hocama.
Huzûruna
girince, bana;
“Evlâdım!
Seni adım adım gözetliyorum” buyurdu.
"Eyvâh”
dedim hemen.
Hatâ
yaptım gâliba.
Ama
ne idi o hatâm?
Onu
düşünüyordum ki, Hocam bana baktı ve “Suda yürümeyi, hâtırına ben
getirdim ve elimi ayağının altına koydum. Sen de rahatça yürüyüp geçtin. Ama
istersem, kalbindeki hâllerin hepsini alır ve seni himmetimden mahrum
ederim” dedi.
Nitekim
kesti himmetini.
Bütün
hâllerimi geri aldı.
O
vakit anladım hatâmı. Zîra ben, kendim yürüdüğümü zannetmiş, hocamın himmetini
unutmuştum.
Tövbe
istiğfâr ettim.
Hocama
yalvardım.
Beni affedip bir teveccüh ettiler ve çok yüksek makamlara
yükselttiler.