Yüzleri siyah ve gök gözlü iki melek!..
30/05/2019 Perşembe Köşe yazarı V.T
“Ölü kabre konulunca, yanına yüzleri siyah ve gök gözlü iki melek gelir.
Birine Nekir, diğerine Münker denir."
Ebû Tâhir Ziyâdî hazretleri Şafiî âlimlerindendir. 317 (m. 929)’da İran’da
Nişâbûr’da doğdu. 410 (m. 1019)’da vefât etti. Hadîs ilminde büyük bir
âlimdir. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:
Berâ bin Âzib’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûl-i
ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) “Kâfire, 'Rabbin kim?' diye suâl
olunur. O da; 'Bilmiyorum' der. O zaman kâfire demir bir topuz ile
vurulur. Eğer bununla bir dağa vurulmuş olsa idi, o dağ toprak olurdu. Kâfir, o
topuz ile vurulunca öyle bir bağırır ki sesini insan ve cinden başka her şey
işitir” buyurdu.
Diğer bir hadîs-i şerîfte; “Ölü kabre konulunca, yanına iki melek
gelir. Onu tutarlar. 'Rabbin kimdir?' diye suâl ederler. Ölü; 'Rabbim
Allahü teâlâdır' der. 'Size gönderilen o zât kimdir?' diye suâl
ederler. Ölü; 'O, Allahü teâlânın Resûlüdür' der. 'Bunu nereden
biliyorsun?' derler. Ölü; 'Allahü teâlânın kitabı Kur’ân-ı kerîmde okudum.
Ona îmân ettim ve Onu tasdik ettim' der.”
Enes bin Mâlik’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği diğer bir hadîs-i
şerîfte, Resûl-i ekrem “Ölü kabre konulunca, yanına yüzleri siyah ve gök gözlü
iki melek gelir. Birine Nekir, diğerine Münker denir. O kimseye; 'Muhammed
hakkında ne dersin?' dediklerinde, eğer mümin ise, bu iki meleğin
suâllerine cevap olarak; 'Muhammed, Allahü teâlânın kulu ve Resûlüdür. Eşhedü
en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlühü' der. Bu
iki melek; 'Biz elbette biliyoruz ki, sen dünyâda da böyle derdin' derler.
Sonra o kimsenin kabri her tarafından kırkar metre genişler ve aydınlanır.
Bundan sonra o kimseye uyu denildiğinde, o kimse; 'Beni bırakın, çoluk çocuğuma
gidip bu hâli haber vereyim' der. Melekler ona; 'Kendisini ancak, çok
sevdiği hanımı uyandıran yeni dâmâd gibi rahat uyu' derler. Böylece,
Allahü teâlâ onu yattığı yerden uyandırıncaya kadar, rahat ve huzûr içerisinde
uyur... O kimse kâfir ise, bu iki meleğe cevap olarak; 'Ben bilmem, insanlardan
işitirdim, bir şeyler söylerlerdi, ben de onu söylerdim' der. Bu iki
melek; 'Biz elbette biliyoruz ki, sen öyle derdin' derler. Sonra toprağa;
'Sıkış!' diye emrolunur. Toprak o kimse üzerine sıkışır, kaburga
kemiklerini birbiri üzerine geçirir ve Allahü teâlâ onu bu yattığı yerden
kaldırıncaya kadar, dâima azâbda bulunur' buyurdu."