“Dünyada misafirler gibi bulununuz!.."
13/10/2018 Cumartesi Köşe yazarı V.T
"Kalbinizi rikkate (inceliğe) alıştırınız. Tefekkür ve ağlamayı çoğaltınız."
Muhammed bin Süfyân Huvârî hazretleri Kırâat, hadîs ve Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. Tunus’ta Kayrevan’da doğdu. Hac dönüşü Medîne-i münevverede 415 (m. 1024) yılında vefât etti. Naklettiği hadisi-i şeriflerden bazıları:
Hakem bin Umeyr rivâyet etti: Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Dünyada misafirler gibi bulununuz. Kalbinizi rikkate (inceliğe) alıştırınız. Tefekkür ve ağlamayı çoğaltınız. Değişik hevâlarınız (arzu ve istekleriniz) olmasın. Yoksa, oturmayacağınız binalar yaparsınız. Yemeyeceğiniz şeyleri toplarsınız. Ulaşamayacağınız şeyleri beklersiniz.”
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) bildirdiği bir hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Allahü teâlâ buyurdu ki: Kim benim bir velî kuluma eziyet ederse, ona harb ilân ederim. Kulum, farz kıldığım vazîfeleri eda, etmekten daha faziletli bir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum bana, nafilelerle yaklaşmakta devam eder. Nihâyet sevdiğim bir kul olur. Böylece ben, onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Eğer bu kulum benden isteseydi ona verirdim. Benden kendisini korumamı isteseydi, onu korurdum.”
“Üç şey kendisinde bulunan kimse, Cennete dilediği kapıdan girecektir: Kul hakkını ödeyen, her namazdan sonra onbir defa ihlâs sûresini okuyan, kâtilini affederek ölen.”
Ebü’l-Esved, Ebû Zer’den (radıyallahü anh) rivâyet eder: Resûlullah efendimiz Kâ’be-i muazzamanın gölgesinde iken, huzûrlarına vardım. Resûlullah efendimiz şöyle buyurdu: “Onlar zarardadırlar.” Bunun üzerine ben “Onlar kimdir yâ Resûlallah?” diye sordum. “Onlar malları çok olup, şöyle şöyle diyenlerdir” buyurarak, sonra şöyle devam buyurdular: “Allahü teâlâya yemîn ederim ki, bir kimsenin zekâtını vermediği, deve, sığır ve davarlar; kıyâmet günü, dünyada olduklarından daha büyük ve daha semiz olarak gelecekler, ona boynuzlarıyla vuracaklar, ayaklarıyla ona basacaklar, bu şekilde biri gidip diğeri gelecek, bu durum insanlar arasında hüküm verilinceye kadar böyle devam edecek.”
Hadis-i şerifte, “Müminin mümine üç günden fazla hicr etmesi helâl olmaz. Üç geceden sonra ona gidip selâm vermesi vâcib olur. Selâmına cevap verirse, sevapta ortak olurlar. Vermezse günah, ona olur” buyuruldu.