Bilâl-i Habeşî'nin son ezanı!..
27/04/2025 Pazar Köşe yazarı S.K
Bilâl-i Habeşî (radıyallahü anh) son anlarını yaşıyor ve “Oh, ne tatlı!
Artık Resûlullah ve Eshâbı, arkadaşları ile buluşacağım” diyordu...
Eshâb-ı kiramın Resûlullah Efendimize muhabbeti -3-
Bilâl-i Habeşî (radıyallahü anh) Peygamber
Efendimizin en meşhur müezziniydi. Eshâb-ı kiramın önde gelenlerinden ve ilk
Müslümanlardandı. Aslen Habeşistanlıdır. Müşriklerin görülmemiş işkencelerine
katlanarak Peygamber Efendimize sadakatli bir hayat yaşadı. Peygamberimizin
vefatından sonra, duyduğu ayrılık acısı ona çok ağır geldi. Resûlullaha
(sallallahü aleyhi ve sellem) duyduğu derin muhabbetiyle her gün içi yanıyor
ve gözyaşı döküyordu.
Nihayet Medine’de kalmaya dayanamadı ve Şam’a gitmeye
karar verdi ve oraya gidip yerleşti. Hazret-i Ebû Bekir devrinde
orada yapılan savaşlara katılarak cihad etti. Hazret-i Ebû Bekir’in vefatından
sonra da Şam’da kalmaya devam etti... Hicretin on altıncı senesinde Hazreti
Ömer, ordusuyla Şam’a geldiğinde, Bilâl-i Habeşî hazretleri de orduya katılarak
Kudüs’e gitti.
Kudüs’te, Hazret-i Ömer, Resûlullah’ın vefatından bu
yana ezan okumamış olan Bilâl-i Habeşî’ye ezan okuması için ricada bulundu.
Israrlara dayanamayarak bir namaz vaktinde ezan okudu. O, ezan okumaya başlar
başlamaz, Hazret-i Ömer ve oradaki Eshâb-ı kirâm, Peygamber Efendimizin
zamanını hatırlayarak hepsi hasretle gözyaşı döktüler.
Bilâl-i Habeşî, bir müddet daha Şam’da kaldıktan sonra
bir gece rüyasında Resûlullah Efendimizi gördü. Efendimiz, “Beni
ziyâret etmeyecek misin yâ Bilâl?” buyurdu. Bu rüya üzerine
Medine-i Münevvere’ye gitti. Medine’ye varır varmaz Resûlullah’ın kabr-i
şerîfini edep ve hasretle ziyaret etti. Hasret ve muhabbetle gözyaşı dökerek
uzun müddet ağladı...
Bu sırada Peygamber Efendimizin mübarek torunları
Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin, onu görüp boynuna sarıldılar. Ondan ezan
okumasını ısrarla rica ettiler. Onların bu ısrarına dayanamayan Bilâl-i Habeşî,
bir sabah namazı vaktinde ezan okudu.
Resûlullah’ın mescidinden Bilâl-i Habeşî’nin sesiyle
yükselen ezanı duyan Eshâb-ı kirâm, kadın, erkek, çoluk çocuk sokaklara
döküldü. Hepsi, Resûlullah Efendimizle geçirdikleri o saadetli, güzel günleri
hatırlayıp çok ağladılar.
Bilâl-i Habeşî, ezanın “Eşhedü enne Muhammeden
Resûlullah” kısmını okurken, orada sevgili Peygamberimizin ism-i şerifi
geçince kendini tutamayarak ağlamaya başladı. Gözyaşları içinde ezanı güçlükle
tamamladı.
O gün, sanki Resûlullah’ın hayatta olduğu günlerden
bir gün yaşandı. Eshâb-ı kirâm, Peygamber Efendimize olan hasretleri ve derin
muhabbetleriyle ağlaştılar ve o günleri yad ettiler. Bu ezan, Bilâl-i
Habeşî’nin okuduğu son ezan oldu.
Birkaç gün daha Medine’de kaldıktan sonra Şam’a döndü.
Ancak yolda ağır şekilde hastalandı. Güçlükle evine ulaşabildi; bu onun son
günleri oldu. Vefat edeceği sırada büyük bir sevinç içindeydi:
“Oh ne tatlı! Artık Resûlullah sallallâhü
aleyhi ve sellem ve Eshâbı, arkadaşları ile buluşacağım” diyordu. Sonra Kelime-i şehadeti söyleyerek
vefat etti. O, hasretini çektiği sevdiklerine kavuştu. Ümmet ise hep hasretle
onun hatırasını yâd edecek…
Kabr-i şerîfi Şam’dadır. Allahü teâlâ
cümlemizi onun şefaatine nâil eylesin. Âmin.
