Hep Elhamdülillah derdi...
14/08/2021 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Seyyid Tâhâ hazretleri,
talebeleriyle bizzât meşgûl olur, her türlü dertlerine dermân olurdu o
çocukların.
Bütün devlet ricâli.
Hattâ sultânlar.
Onun emrine
muntazırdılar.
Îran Şâhı bile
anlamıştı onun büyük zât olduğunu.
Nitekim Şemdinli
yakınında yüz kırk beş pâre köyü, ona bağışlamıştı.
Bu haberi kendisine
verdiler.
Başını önüne eğdi ve;
“Elhamdülillah" dedi.
Şükretti Rabbine.
Yıllar geçti aradan.
Îran Şâhı öldü.
Yerine oğlu geçti.
Ve babasının bu büyük
zâta hediye ettiği o köyleri geri aldı.
Bunu Seyyid Tâhâ'ya
söylediler.
Yine başını eğdi.
Az tefekkür etti ve;
“Elhamdülillah" dedi.
Şükretti Rabbine.
Yakınları bu hâlini
gördüler.
Ve çok merak ettiler.
Kendisine;
“Efendim, hikmeti
nedir ki, her iki hâlde de (Elhamdülillah) deyip şükrettiniz?” dediler.
Büyük velî;
“O köyleri verdikleri zaman kalbime baktım. Gördüm ki zerre kadar (sevinç) eseri yok. Sevinip (Elhamdülillah) dedim. Aldıklarında da kalbime baktım. Gördüm ki hiç (üzüntü) yok. Yine sevinip hamdettim Rabbime” buyurdu.