"Bağdat Fatihi" Sultan 4. Murâd
18/06/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Bağdat kuşatılmıştı.
Ancak kale bir türlü düşmüyordu. Murâd Han üzüntü içerisindeyken, eli
yüzü nurlu bir zatı huzura getirdiler...
Sultan Dördüncü Murâd Han, İslam halifelerinin seksen ikincisi, Osmanlı padişahlarının on yedincisidir. 1609'da doğup, 1640'ta genç yaşta vefat etti. Kabri, babası, Birinci Ahmed Han'ın türbesindedir.
Murâd Han 1623'te
halife oldu. Tahta geçer geçmez önce ortalığı düzeltti... Tütün, enfiye ve
içkiyi yasak etti. Birtakım bozguncuların toplandığı yerler olan kahvehaneleri
kapatarak asayişi temin etti. Kendisi ordunun başında harbe giderek
Tebriz’i ve Bağdat’ı tekrar aldı...
"Bağdat Fatihi" Murâd Han, ilmi ve ilim adamlarını çok sever, fırsat
buldukça ilim meclislerine gider, onları teşvik ederdi. Ömrünü devlete hizmet
ve Allahü teâlânın emir ve yasaklarına itaatle geçiren bu Türk hakanı,
Acemlerin pek çok iftiralarına maruz kaldı. Bunlar bu büyük padişahın insanlara
zulmettiğini ve içki içtiğini söylediler...
Birçok tarihçinin Kanûnî sonrası en büyük Osmanlı Padişahı olarak kabul
ettikleri Dördüncü Murâd Han, hep dedesi Yavuz Sultan Selim Han'a benzemeye
çalışırdı. Gerçekten de birçok vasıfları onunla uyuşurdu... Annesi
Mahpeyker Kösem Sultan'ın yardımı ile, işbaşına, kıymetli adamlar getirerek,
ortalığı düzeltti. Tahta geçtiğinde maddi sıkıntı had safhadaydı.
Vefatında ise, Hazine'de on beş milyon altın vardı...
***
Sultan Murâd Han,
Bağdat’ı kuşatmıştı. Ancak günler birbirini kovaladığı hâlde kale bir
türlü düşmüyordu. Muhasaranın otuz yedinci günü yapılan umûmî hücum çok
şiddetli geçtiği hâlde şehir yine alınamadı ve Sadrâzam Tayyar Mehmed Paşa da
şehîd düştü. “Âh Tayyar! Bağdat kalesi gibi yüz kaleye değerdin” diyen
Murâd Han, büyük bir üzüntü içerisinde iken, askerler eli yüzü nurlu bir
kimseyi Sultân’ın huzuruna getirdiler... Bu zât, Aziz Mahmûd
Hüdâyî hazretlerinin dergâhından geliyordu. Huzurda şunları söyledi:
“Pâdişâhım! Hocamın
emriyle İstanbul’dan geldim. Bağdat’ı pazartesi gününden önce fethedin, sonraya
kalırsa sele düçâr olursunuz, fetih müyesser olmaz!”
Sultan Murâd Han,
ertesi gün ordunun başında hücum emrini verdi. Din uğrunda cana başa bakmaz
Osmanlının yiğitleri surlara öyle bir tırmandılar ki, kısa süre içerisinde
kaleye sancaklarını dikmekle şereflendiler...
Ertesi gün çıkan fırtınanın akabinde müthiş bir yağmur yağdı ve Bağdat çevresinde günlerce sel suları aktı. Murâd Han, hocası Aziz Mahmûd Hüdâyî hazretlerini düşünerek gözyaşları içinde manzarayı seyrediyordu...