Nasîhati, kabul edenlere yapmak gerekir!..
14/09/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Dînin direği nasîhattir. Bu sebeple Allahü teâlânın kullarına
nasîhat etmeli ve yumuşak davranmalıdır.
İsmâil
Rusûhî Efendi Mevlevî şeyhlerindendir. Ankara'da doğdu. İlk tahsîlini doğum
yeri olan Ankara'da yaptı. Çelebi Bostan'ın sohbetlerinde yetişip Mevleviyye
icâzeti aldı ve Galata'daki Mevlevî dergâhına şeyh tâyin edildi. Vefâtına yakın
şöyle dedi: "Yazdığımız eserlerle yaptığımız hizmetler, bu yolda kalpleri
zayıf olanların îtikâdlarını kuvvetlendirmiş ve muhâliflere karşı bir müdâfaa
olmuştur. İşimiz tamamlandı." 1630 (H.1040) senesinde İstanbul'da vefât etti.
Sohbetlerinde
şöyle buyurdu:
Bir
gün Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Eshâbına buyurdu ki:
"Eshâbım! Allahü teâlâdan tam bir şekilde hayâ ediniz." Eshâb-ı
kirâm (radıyallahü anhüm) dediler ki: "Yâ Resûlallah! Bizim hepimiz
Allahü teâlâdan utanırız." Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Hayâ bu
değildir. O kimse ki Allahü teâlâdan tam bir şekilde hayâ eder. Gözünü,
kulaklarını ve diğer uzuvlarını haramlardan, bâtınını ve fercini (edeb yerini)
haram ve zinâdan korur, ölümü hatırlar, âhireti diler, dünyânın süs ve zînetlerini
terk eder ise, hakîkatte bu kimse Allahü teâlâdan hayâ etmiştir." Hayâ
güzel bir huydur ki dînimizce iyi olduğu bildirilmektedir. Haktan ve
insanlardan hayâ etmelidir. Hayâ edilmeyen işte hayır yoktur...
Hazret-i
Ali “radıyallahü anh” buyurdu ki: "Doğru bildiğini söylemek, susmaktan
daha hayırlıdır. Günahkâr insanlara günah ve haramların kötülüğünü anlatmamak,
iyilik değildir." Kötü bir işi yapanı o işten sakındırmak, ibâdetlerin en
fazîletlisidir. Bir kimse bilmeyen birine yol gösterse, o da onun irşâdıyla
hidâyete erse, yol gösteren kişi de, hidâyete kavuşan kimsenin sevâbı ve
fazîleti kadar sevap kazanır. Zîrâ Peygamber efendimiz; "Başkalarını
doğruluğa çağıran kimseye, kendisine uyanların sevâbı gibi sevâb verilir.
Bununla berâber onların sevâbından da hiçbir şey eksilmez. Sapıklığa çağıran
kimseye de ona uyanların günâhı gibi günah verilir. Bununla berâber ona
uyanların günahlarından hiçbir şey eksilmez" buyurdu.
Dînin direği nasîhattir. Bu sebeple Allahü teâlânın kullarına nasîhat etmeli ve yumuşak davranmalıdır. Eğer söz tutmazlarsa onlara yumuşaklıkla hakîkati anlatmaya devâm etmelidir. Zîrâ Peygamber efendimiz; "Ümmetimden bir tâife, (topluluk) hak üzerine mücâdele etmekte, kıyâmete kadar gâlib olarak devâm edecektir" buyurmuştur. Nasîhat edince fitne çıkma durumu varsa, bu hayırlı işten vazgeçilir. Nasîhati, kabul edenlere, dinleyenlere yapmak gerekir.