Öfkelenmek hem ruha hem bedene zarar verir
03/06/2021 Perşembe Köşe yazarı S.A
Kızmak, bağırmak, çağırmak ruha zarar verdiği gibi bedene de zarar verir.
Bunun için dinimiz dünyalık için kızmamayı emretmiştir.
Müslümanın aşırı kızgınlık göstermesi uygun değildir, ancak bazı hâllerde
gadab kıymetlidir, hatta emredilir. Fetih suresinde Rabbimiz Eshab-ı
kiramı "Kâfirlere gadap ederler" diyerek
övmektedir.
Tevbe Suresi yetmiş dördüncü ayet-i kerimesinde "Kâfirlere
karşı sert ol" buyurulmaktadır.
İslâm dinine ve Müslümanlara düşmanlık edenlere, saldıranlara sertlik
göstermelidir. Bunlara karşı korkak olmak caiz değildir. Kaçmak Allahü teâlânın
takdirini değiştirmez. Eğer eceliniz geldiyse Azrail aleyhisselam nerede
olursanız olun sizi bulur.
Korkaklar sadece kendilerine zarar verir. Asabi insanlar ise hem
kendilerine hem de başkalarına zarar verir. Aşırı kızgınlık insanı küfre kadar
götürür. Hadis-i şerifte "Gadap imanı bozar" buyuruldu.
Gadap sahibi, karşısındakinin de kendisine karşılık verebileceğini
düşünmelidir. Gadaba gelen kimsenin kalbi bozulur, bu bozukluk dışına da
sirayet eder, çirkin ve korkunç bir hâl alır.
Kızgınlığı yenmek çok sevaptır. Bunlara cennet müjdelendi. Allahü teâlânın
rızası için öfkesini yenen ve karşısındakini affeden kimse Rabbimizin rızasına
kavuşur.
İsa aleyhisselam, Yahudilerin yanından geçerken kendisine fena şeyler
söylediler, onlara iyi ve tatlı cevaplar verdi. Onlar "sana kötülük
yapıyor, sen onlara iyi söylüyorsun" dediklerinde "Herkes
başkasına yanında olandan verir" buyurdu.
Kızmak, bağırmak, çağırmak ruha zarar verdiği gibi bedene de zarar verir.
Bunun için dinimiz dünyalık için kızmamayı emretmiştir. Hadis-i şerifte "Gadaba gelen
kimse ayakta ise otursun, gadabı devam ederse yan yatsın" buyuruldu.
Haram işleyeni görünce gadablanmak "din gayretinden" ileri gelir.
Fakat kızınca aklın ve İslâmiyetin dışına taşmamak lâzımdır. Ona "kâfir,
münafık" gibi ağır sözler söylemek haram olur. Haram işleyeni görenin buna
cahil veya ahmak demesine izin verilmiş ise de tatlı dille yumuşaklıkla nasihat
vermek daha iyi olur...
Ömer bin Abdülaziz hazretleri valilerinden birine yazdığı mektupta şöyle
nasihatte bulundu:
"Bir adama kızdığın vakit ona hemen ceza vermeye kalkışma. Adamı
tutukla, öfken geçtikten sonra suçu kadar ceza ver. Sakın öfkene yenilip
haddinden fazla ceza verme!.."
Dini yaymak insanlara faydalı olmak yumuşak söylemekle mümkündür. Sert konuşmak, münâkaşa etmek kırgınlıklara kavgalara sebep olur. Bunun için her zaman yumuşak huylu ve güler yüzlü olmalıdır...