"Ticârette bereket vardır"
14/11/2021 Pazar Köşe yazarı A.U
Ahmed Hilmi
Efendi “rahmetullahi aleyh”, İzmit'te medfun bulunan bir velî zâttır.
Hristiyân bir komşusu
vardı.
Bu kişi geldi bir gün
bu zâta.
Fakîrliğinden
bahsedip;
“Hocam, ne olur duâ
edin de, zengin olayım” dedi.
Büyük velî elini
cebine attı.
Ve bir miktar para
çıkarıp;
“Bununla ticâret yap.
Bu işte bereket vardır” buyurdu.
Sonra ellerini
kaldırıp;
“Yâ Rabbî! Bu kulunu
zengin eyle” diye duâ etti.
Duâsı kabûl olundu.
Ve adam zengin oldu.
Hattâ öyle ki, gemiyle
mal sevk ederdi dış devletlere.
Ancak bu nîmeti, bu
zâtın duâsına borçlu olduğunun farkındaydı.
Bunun için her
gönderdiği malın bir kenarına, bu zâtın ismini yazıyordu.
Hani (bereket) olsun
diye.
Ancak bir sefer
unuttu.
O ismi yazmadı bâzı
mallara.
Olacak bu ya, o gece
korkunç bir fırtına koptu denizde!
Mal yüklü koca gemi
battı.
Mallar döküldü denize.
İsim yazılmamış olan
mallar denize gömüldüler.
Yazılı olanlar suda
yüzdüler.
Ve hepsi sahile
çıktılar.
Adam, bu hâli görüp
duygulandı.
Ve kalbi dönüp Müslüman oldu...