Melekler, Kur’ân-ı kerim okunan yere toplanırlar
17/09/2023 Pazar Köşe yazarı V.T
Şemseddîn Haskefî
hazretleri Şafiî mezhebi âlimlerindendir. 819 (m. 1416) senesinde, Batman’a
bağlı Hısn-i Keyfâ’da (Bugünkü Hasankeyf’te) doğdu. Kudüs, Kâhire ve Haleb
şehirlerinde birçok âlimden ilim tahsil etti. 859 (m. 1455) senesinde Kudüs’te
vefât etti. Buyurdu ki:
Peygamber efendimizin
(sallallahü aleyhi ve sellem) mucizelerinin en büyüğü Kur’ân-ı kerimdir. Bugüne
kadar gelen bütün şairler, edebiyatçılar, Kur’ân-ı kerimin nazmında ve
manasında aciz ve hayran kalmışlardır. Bir âyetin benzerini söyleyememişlerdir.
İ’cazı ve belagati insan sözüne benzemiyor. Yani, bir kelimesi çıkarılsa veya
bir kelime eklense, lafzındaki ve manasındaki güzellik bozuluyor. Bir
kelimesinin yerine koymak için, başka kelime arayanlar bulamamışlardır. Nazmı
Arap şairlerinin şiirlerine benzemiyor.
Geçmişte olmuş ve
gelecekte olacak nice gizli şeyleri haber vermektedir. İşitenler ve okuyanlar,
tadına doyamıyorlar. Yorulsalar da, usanmıyorlar. Okuması veya dinlemesi,
sıkıntıları giderdiği sayısız tecrübelerle anlaşılmıştır. İşitenlerden kalblerine
dehşet ve korku çökenler, bu sebepten ölenler bile görülmüştür. Nice azılı
İslam düşmanları, Kur’ân-ı kerimi dinlemekle, kalbleri yumuşamış, imana
gelmişlerdir. İslam düşmanlarından ve Muattala, Melahide ve Karamita denilen
Müslüman ismini taşıyan zındıklardan Kur’ân-ı kerimi değiştirmeye, bozmaya ve
benzerini söylemeye çalışanlar olmuş ise de hiçbiri, arzularına kavuşamamıştır.
Bütün ilimler ve
tecrübe ile bulunamayacak güzel şeyler ve iyi ahlak ve insanlara üstünlük
sağlayan meziyetler ve dünya ve ahiret saadetine kavuşturacak iyilikler ve
varlıkların başlangıcı ve sonu hakkında bilgiler ve insanlara faydalı ve
zararlı olan şeylerin hepsi Kur’ân-ı kerimde açıkça veya kapalı olarak
bildirilmiştir. Kapalı olanlarını, erbabı anlayabilmektedir.
Semavi kitapların
hepsinde, Tevrat’ta, Zebur’da ve İncil’de bulunan ilimlerin ve esrarın hepsi
Kur’ân-ı kerimde bildirilmiştir. Kur’ân-ı kerimde mevcut ilimlerin hepsini
ancak Allahü teâlâ bilir. Çoğunu Sevgili Peygamberine bildirmiştir.
Kur’ân-ı kerimi okumak
çok büyük bir nimettir. Allahü teâlâ, bu nimeti Habibinin ümmetine ihsan
etmiştir. Melekler bu nimetten mahrumdurlar. Bunun için, Kur’ân-ı kerim okunan
yere toplanıp dinlerler. Bütün tefsirler, Kur’ân-ı kerimdeki ilimlerden çok
azını bildirmektedirler. Kıyamet günü, Peygamber efendimiz minbere çıkıp
Kur’ân-ı kerim okuyunca, dinleyenler bütün ilimlerini anlayacaklardır.