Kadere inanmak, insanın çalışmasına mâni olmaz!
17/11/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Hadis-i şerifte
buyuruldu ki: "Çalışınız! Herkes, kendisi için takdîr edilmiş olan şeylere
sürüklenir."
Seriyyüddin
İbnü'ş-Şıhne hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 851'de (m. 1448) Halep'te
doğdu. İlk tahsilinden sonra Kudüs ve Kahire’de, İbnü'l-Hümâm, İbn Hacer
Askalânî, Şemseddin Sehâvî gibi birçok âlimden fıkıh tahsili gördü ve
ders okutup fetva vermeye başladı. 921 (m. 1515)’de Kahire’de vefat etti. Bir
dersinde buyurdu ki:
Dîn-i islâmda ve
semavî olan bütün dinlerde her şey, her iş Allahü teâlânın takdîri ile, irâdesi
ile hâsıl oluyor. Fakat, insan bir işin ezelde nasıl takdîr edildiğini
bilmediği için, Allahü teâlânın emrine uyarak çalışması lâzımdır. Kaza ve
kader, insanın çalışmasına mâni değildir. İnsanlar, kaza ve kaderi, bir işi
yapmadan önce değil, yaptıktan sonra düşünmelidir. Hadîd sûresinin yirmiikinci
âyet-i kerimesinde meâlen, (Dünyada olacak her şey, dünya yaratılmadan
evvel ezelde Levh-i mahfûza yazılmış, takdîr edilmiştir. Bunu size bildiriyoruz
ki, hayatta kaçırdığınız fırsatlar için üzülmeyesiniz ve kavuştuğunuz
kazançlardan, Allahın gönderdiği nîmetlerden mağrur olmayasınız. Allahü teâlâ
kibirlileri, egoistleri sevmez) buyuruldu. Bu âyet-i kerime gösteriyor
ki, kaza ve kadere îman eden bir kimse, hiçbir zaman ümitsizliğe düşmez ve
şımarmaz. Kaza ve kadere inanmak, insanın çalışmasına mâni olmaz. Çalışmasını
kamçılar. (Çalışınız! Herkes, kendisi için takdîr edilmiş olan şeylere
sürüklenir) hadis-i şerifi de, insanın çalışmasının; kaza ve kaderin
nasıl olduğunu göstereceğini, çalışmak ile kaza ve kader arasında sıkı bir
bağlılık bulunduğunu bildirmektedir. Bir adamın iyilik için çalışması, bu adam
için ezelde iyilik takdîr edilmiş olduğunu göstermektedir. Çünkü herkes,
kendisi için ezelde takdîr edilmiş olan işleri yapmaya sürüklenir.
Kaza ve kadere inanmak
ve bütün hayırları ve şerleri cenâb-ı Haktan bilmek, Müslümanlar için nasıl bir
vazîfe ise, hayırlı işleri yapmak ve şer olan, fena olan işlerden kaçınmak için
çalışmak da, vazîfedir.
Allahü teâlânın, bir şeyin nasıl olacağını, olmadan evvel bilmesi ve o bilgisine göre takdîr ve irâde buyurması, insanlara cebir etmek olmaz. Çünkü, kulların irâde ve ihtiyârlarını nasıl kullanacağını da ezelde biliyordu. Bu bilmesi ve takdîr etmesi, kulların arzularına, irâdelerine zıd değildir. Cenâb-ı Hakkın ezelde bilmesi, işlerin olmasına veya olmamasına bir tesîr yapmıyor. (İlm, malûma tâbidir) sözü de, ilmin işlere tesîr etmeyeceğini anlatmak için söylenmiştir.